Multilingual Turkish Dictionary

English

English
IMAP : English Turkish

İnternet Mesaj Erişim Protokolü, İnternet'te elektronik posta aktarımı için kullanılan protokol (Bilgisayar)

IMARI : English Turkish

n. Imari, Japonya'da şehir; çiçekli tasarımı ile parlak bir şekilde dekore edilmiş olan Japon porseleni

IMAUM : English Turkish

n. (İslam) imam, camide namaz kıldıran adam; Müslüman dinî lider veya şef

IMBALANCE : English Turkish

n. dengesizlik, oransızlık

IMBALANCED : English Turkish

adj. dengesiz, dengede olmayan, istikrarsız olan; koordine olmamış

IMBECILE : English Turkish

n. embesil, geri zekâlı, geri zekâlı kimse

IMBECILE : English Turkish

adj. embesil, geri zekâlı, ahmak

IMBECILIC : English Turkish

adj. embesillik ile ilgili, budalalık ile ilgili (Psikoloji); salakça, aptalca, budalaca, ahmakça

IMBECILITY : English Turkish

n. embesillik, geri zekâlılık, ahmaklık

IMBED : English Turkish

v. içine koymak, içine yerleştirmek; sıkıca sarmalamak, çevirmek, çevrelemek (embed olarak da yazılır)

IMBEDDED : English Turkish

adj. içine konulmuş, içine yerleştirilmiş; sıkıca sarmalanmış, çevrilmiş, çevrelenmiş (embedded olarak da yazılır)

IMBIBE : English Turkish

v. içine çekmek, içmek, kapmak, öğrenmek, kafa çekmek

IMBIBER : English Turkish

n. alkol içen kimse, kafayı çeken kimse; emen veya içine çeken şey

IMBIBITION : English Turkish

n. içme; emme, imbikleme; içine alma, alma

IMBIBITIONAL : English Turkish

adj. içme ile ilgili; emme ile ilgili, imbikleme ile ilgili; içine alma ile ilgili, alma ile ilgili

IMBREX : English Turkish

n. (Latince) derz kiremidi, kapama kiremidi, yan yana gelen düz veya kavisli iki kiremidin birleşim yerini örten dışbükey kiremit (antik Roma'da kullanılırdı)

IMBRICATE : English Turkish

v. kiremit gibi düzenlenmek, birbirine geçmek

IMBRICATED : English Turkish

adj. üst üste konulmuş, üst üste bindirilmiş, birbiri üstüne gelen bölmeler halinde örtülmüş; birbiri üstüne binen kenarları olan (çatı kiremitleri gibi)

IMBRICATION : English Turkish

n. kenarları üst üste binme, birbirine bindirme; birbiri üstüne bindirilmiş çatı kiremitlerine benzeyen hat

IMBROGLIO : English Turkish

n. karmaşık durum, karışık iş, karışıklık, anlaşmazlık

IMBRUE : English Turkish

v. bulaştırmak, ıslatmak, boyamak

IMBRUED : English Turkish

adj. lekelenmiş; doldurulmuş, dolmuş, doyurulmuş, doymuş, emdirilmiş

IMBUE : English Turkish

v. kafasına sokmak, telkin etmek, aşılamak, dolduruşa getirmek

IMBUED WITH : English Turkish

-le doldurulmuş,
le dolmuş,
le doyurulmuş,
ye doymuş,
le emdirilmiş

IMBUED WITH LOVE : English Turkish

aşk dolmuş, aşk ile dolu, sevgi ile dolu