Multilingual Turkish Dictionary

English

English
IN ABSENTIA : English Turkish

o olmadan, o yokken, o mevcut olmadan

IN ABSTRACTO : English Turkish

soyut bir şekilde, soyutça, teorik bir şekilde

IN ABUNDANCE : English Turkish

ol bol, bolca

IN ACCORD : English Turkish

adv. ahenkli

IN ACCORDANCE WITH : English Turkish

göre, gereğince, uyarınca

IN ACCORDANCE WITH RULES : English Turkish

adj. kurallı

IN ACTION : English Turkish

eylem halinde, faaliyet halinde, bir çeşit operasyonun ortasında; savaş halinde, muharebe halinde

IN ADDITION : English Turkish

ir de, hem de

IN ADDITION TO : English Turkish

ek olarak, ilaveten, ayrıca

IN ADVANCE : English Turkish

önde

IN ADVANCE OF : English Turkish

-nın öncesinde,
ndan önce,
nın önünde

IN ADVANCE OF THE OTHERS : English Turkish

adv. diğerlerinden önce, herkesten önce

IN AFFECTION AND ESTEEM : English Turkish

sevgi ve hürmetle, sevgi ve saygıyla, sevgilerimle, saygılarımla, içten duygularla (bir mektubun sıcaklık ve dostanelik içeren kapanış sözleri)

IN AFTER YEARS : English Turkish

yıllar sonra, gelecekteki yıllarda, sonrasındaki yıllarda, bir şeyin gerçekleşmesinden sonraki yıllarda

IN AGONY : English Turkish

üyük acı içinde, ızdırap içinde

IN AGREEMENT : English Turkish

katılarak, katılan bir şekilde, uyumlu bir şekilde, uyuşan bir şekilde

IN AID OF : English Turkish

adv. yararına

IN ALIGNMENT WITH : English Turkish

adv. aynı hizada

IN ALL : English Turkish

hepsi, tamamı, toplam olarak

IN ALL ASPECTS : English Turkish

her haliyle, her yönüyle, nereden bakılırsa bakılsın, her şekilde

IN ALL CONSCIENCE : English Turkish

vicdanen, doğrusu, mutlâka

IN ALL ITS SPLENDOR : English Turkish

tüm görkemiyle, tüm ihtişamıyla, tüm önemiyle, tüm değeriyle

IN ALL PROBABILITY : English Turkish

çok büyük ihtimalle, muhtemelen, oldukça muhtemel

IN ALL RESPECTS : English Turkish

her yönden, her bakımdan

IN ALL SERIOUSNESS : English Turkish

tüm ciddiyetle, oldukça ciddi bir şekilde, tamamen ciddi bir biçimde