English
INCI : English Turkish
INCI, Uluslararası Kozmetik İçerik Maddeleri Terimleri, bilimsel isimler ve diğer Latince ya da İngilizce kelimeleri temel alarak kozmetik, kimyasallar, ağda, yağlar ve diğer sabun maddeleri için isimler sistemi (örneğin, "karite yağı"nın INCI ismi: "Butyrospermum Parkii" dir; "Vitamin E" INCI ismi "tocopherol"dur)
INCI NAME : English Turkish
n. INCI ismi, Uluslararası Kozmetik İçerik Maddeleri Terimleri ismi, ABD'de satılan kozmetik ürünlerinin etiketlerinde olması gereken isim
INCIDENCE : English Turkish
n. rastlantı, tesadüf, isabet, oran, etki alanı, etki
INCIDENCE OF A DISEASE : English Turkish
n. hastalananların sayısı, hastalanma oranı
INCIDENT : English Turkish
n. olay, hadise, kaza, perde [tiy.], özel durum, ayrıcalık, yük
INCIDENT : English Turkish
adj. ayrıcalık getiren, yükleyen
INCIDENT ASSAULT : English Turkish
n. ırza tecavüz
INCIDENTAL : English Turkish
n. önemsiz olay, küçük harcamalar
INCIDENTAL : English Turkish
adj. küçük ve önemsiz, olası, isteğe bağlı, tesadüfi, özgü, bağlı
INCIDENTAL BENEFICIARY : English Turkish
tesadüfi lehtar, bir anlaşmadan faydalanma konusunda başta amaçlanmamış kimse
INCIDENTAL EXPENSES : English Turkish
arızi giderler, geçici giderler, küçük giderler, tesadüfi giderler, arada bir olan giderler
INCIDENTAL JURISDICTION : English Turkish
ir mahkemenin geçmiş bir duruşmanın sonucu olarak ortaya çıkan durumlar hakkında karar verme yetkisi
INCIDENTAL MUSIC : English Turkish
n. arkaplan müziği, fon müziği, bir film veya oyunda kullanılan fon müziği
INCIDENTALLY : English Turkish
adv. tesadüfen, şans eseri, lâf arasında, bu arada, yakında
INCIDENTALS : English Turkish
n. teferruat, ucuz şeyler, pahalı olmayan öğeler, fazla değeri olmayan küçük şeyler
INCIDENTLESS : English Turkish
adj. hadisesiz, olaysız, sakin, normal olmayan herhangi bir olaysız, sıra dışı vukuatsız
INCIDENTLY : English Turkish
adv. bu arada, laf arasında, aklıma gelmişken
INCINERATE : English Turkish
v. yakıp kül etmek, yakmak
INCINERATED : English Turkish
adj. yakılıp yıkılmış, yakılıp kül edilmiş, yakılmış, ateşe verilip yıkılmış
INCINERATION : English Turkish
n. yakma, ölü yakma
INCINERATOR : English Turkish
n. yakma fırını, çöp yakma fırını
INCIPIENCE : English Turkish
n. başlangıç
INCIPIENCY : English Turkish
n. başlangıç
INCIPIENT : English Turkish
adj. yeni başlayan, başlangıç aşmasında olan
INCIPIENTLY : English Turkish
adv. başlayarak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani