Multilingual Turkish Dictionary

English

English
INCOMMENSURATE : English Turkish

adj. ölçülemez, oransız, kıyaslanamaz, yetersiz, eksik, kusurlu

INCOMMENSURATELY : English Turkish

adv. oransız bir şekilde, uygun olmayan bir şekilde, yetersiz bir şekilde

INCOMMODE : English Turkish

v. zahmet vermek, rahatsız etmek, sıkmak

INCOMMODING : English Turkish

adj. rahatsızlık veren, sıkıntı veren, huzursuzluk veren; engelleyen, önleyen, önünü tıkayan

INCOMMODIOUS : English Turkish

adj. zahmetli, rahatsız, kullanışsız

INCOMMUNICABILITY : English Turkish

n. söylenemezlik, söylenememe durumu, ifade edilemezlik, ifade edilememe durumu, aktarılamazlık, nakledilemezlik, başkalarıyla paylaşılamama durumu

INCOMMUNICABLE : English Turkish

adj. söylenilemez, anlatılamaz, paylaşılamaz

INCOMMUNICABLY : English Turkish

adv. söylenemeyen bir şekilde, ifade edilemeyen bir şekilde, aktarılamayan bir şekilde, nakledilemeyen bir şekilde, başkalarıyla paylaşılamayan bir şekilde

INCOMMUNICADO : English Turkish

n. kimseyle görüştürülmeyen tutuklu, hücre hapsine çarptırılmış tutuklu

INCOMMUNICATIVE : English Turkish

adj. ketum, konuşmayan, ağzı sıkı, lâf çıkmaz

INCOMMUTABLE : English Turkish

adj. değiş-tokuş edilemez, takas edilemez; değişmez, değiştirilemez

INCOMMUTABLY : English Turkish

adv. değiş-tokuş edilemez bir şekilde, takas edilemez bir şekilde; değişmez bir şekilde, değiştirilemez bir şekilde

INCOMPACT : English Turkish

adj. gevşek, çözük, seyrek; kompakt olmayan, sıkıştırılmış olmayan; katı olmayan, sert olmayan, sıkı olmayan

INCOMPARABILITY : English Turkish

n. karşılaştırılamazlık, karşılaştırılamama durumu, benzersizlik, benzer olmama durumu; karşılığı veya rakibi olmama durumu

INCOMPARABLE : English Turkish

adj. eşsiz, kıyaslanamaz, emsalsiz

INCOMPARABLY : English Turkish

adv. kıyaslanamaz biçimde

INCOMPATIBILITY : English Turkish

n. tezat

INCOMPATIBILITY WITH THE MILITARY : English Turkish

askerî hizmete uygunsuzluk, askerlik görevini yerine getirmeye uygun olmama durumu, askerlik yapamama durumu, çürüklük, çürük olma durumu

INCOMPATIBLE : English Turkish

adj. bağdaşmayan, uyuşmayan, uyumsuz, farklı

INCOMPATIBLITY : English Turkish

n. uyumsuzluk, uyuşmazlık, anlaşmazlık, geçimsizlik

INCOMPATIBLY : English Turkish

adv. uyumsuz bir şekilde, uyuşmayan bir şekilde, uygun olmayan bir şekilde; farklı bir şekilde, çeşitli olarak, değişik bir şekilde

INCOMPETENCE : English Turkish

n. yetersizlik, ehliyetsizlik, yetkisizlik, beceriksizlik, eksiklik

INCOMPETENCY : English Turkish

n. yetersizlik, ehliyetsizlik, gerekli beceri olmama durumu; yasalara göre uygun olmama, yasal gereklilikleri yerine getirmeme durumu (Hukuk)

INCOMPETENT : English Turkish

adj. yetersiz, yetkisiz, beceriksiz, eksik

INCOMPETENT WITNESS : English Turkish

n. yetersiz şahit, uygun olmayan şahit, yasal olarak uygun olmayan şahit (Hukuk)