English
INCORPOREITY : English Turkish
n. soyut olma durumu, soyutluk, maddesel olmama durumu; herhangi bir vücudu veya biçimi olmama durumu, cisimsizlik
INCORRECT : English Turkish
adj. yanlış, hatalı, uygunsuz, münasebetsiz
INCORRECTLY : English Turkish
adv. yanlışlıkla, hatalı olarak, münasebetsizce
INCORRECTNESS : English Turkish
n. yanlışlık, hatalılık, hatalı olma durumu, doğru olmama durumu
INCORRIGIBILITY : English Turkish
n. düzeltilmezlik, düzeltilemezlik, düzeltilebilir olmama durumu, reforme edilememe, yenilenememe durumu; kontrolsüzlük, kontrol edilememe; değiştirilemezlik, değiştirilebilir olmama
INCORRIGIBLE : English Turkish
adj. düzelmez, yola gelmez, ıslah olmaz, adam olmaz, uslanmaz
INCORRIGIBLENESS : English Turkish
n. düzeltilmezlik, düzeltilemezlik, düzeltilebilir olmama durumu, reforme edilememe, yenilenememe durumu; kontrolsüzlük, kontrol edilememe; değiştirilemezlik, değiştirilebilir olmama
INCORRIGIBLY : English Turkish
adv. düzeltilmez bir şekilde, düzeltilemezlik bir şekilde, düzeltilebilir olmayan bir şekilde, reforme edilemeyen bir şekilde, yenilenemeyen bir şekilde; kontrolsüz bir şekilde, kontrol edilemeyen bir şekilde; değiştirilemez bir şekilde, değiştirilebilir olmayan bir şekilde
INCORRODIBLE : English Turkish
adj. korozyona uğratılamaz, aşındırılamaz, yavaş yavaş yok edilemez, sürüklenemez
INCORRUPT : English Turkish
adj. namuslu, ahlaklı, ahlaken bozulmamış, iffetli, onurlu, şerefli; bozulması imkânsız; mükemmel; saf, katışıksız, masum, tertemiz
INCORRUPTED : English Turkish
adj. namuslu, ahlaklı, ahlaken bozulmamış, iffetli, onurlu, şerefli; saf, katışıksız, masum, tertemiz
INCORRUPTIBILITY : English Turkish
n. dürüstlük, rüşvet yememe, bozulmazlık
INCORRUPTIBLE : English Turkish
adj. rüşvet yemez, dürüst, bozulmaz, çürümez
INCORRUPTIBLENESS : English Turkish
n. ahlaken bozulamaz olma durumu, yoldan çıkarılamazlık, çürütülemezlik; saflık, katışıksızlık, masumluk, masumiyet, tertemizlik
INCORRUPTIBLY : English Turkish
adv. ahlaken bozulmaz bir şekilde, yoldan çıkarılamaz bir şekilde, çürütülemez bir şekilde, dürüst bir şekilde; saf bir şekilde, katışıksız bir şekilde, masumca tertemizce
INCORRUPTION : English Turkish
n. rüşvet yememe, dürüstlük, bozulmama, çürümeme
INCORRUPTLY : English Turkish
adv. namuslu bir şekilde, ahlaklı bir şekilde, ahlaken bozulmamış bir şekilde, iffetli bir şekilde, onurlu bir şekilde, şerefli bir şekilde; bozulması imkânsız bir şekilde; mükemmel bir şekilde; saf bir şekilde, katışıksız bir şekilde, masumca, tertemizce
INCR : English Turkish
"increase, increased, increasing (büyüme)", büyüme, gelişme, yükselme; büyümüş, gelişmiş, yükselmiş; büyüyen, gelişen, yükselen
INCREASABLE : English Turkish
adj. büyütülebilir, geliştirilebilir, yükseltilebilir, genişletilebilir; eklenebilir
INCREASE : English Turkish
n. artış, artma, çoğaltma, çoğalma, yükselme, büyüme, üreme, yavrulama
INCREASE : English Turkish
v. artmak, çoğalmak, çoğaltmak, büyümek, artırmak, üremek, yükseltmek, zam yapmak
INCREASE AMOUNT OF LOAN GUARANTEES : English Turkish
kredi garantilerini yükseltmek, kredi kefaletlerini arttırmak
INCREASE HOUSING : English Turkish
konutlandırmayı büyütmek, konutlandırmayı arttırmak, konutlandırma seçeneklerini artırmak
INCREASE IN NUMBERS : English Turkish
v. üremek
INCREASE IN UNEMPLOYMENT : English Turkish
işsizlikte artış, iş bulamayan insan sayısında artma, çalışamayan insan sayısında yükselme
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani