Multilingual Turkish Dictionary

English

English
INSTANTIATE : English Turkish

v. delil göstererek bir iddiada bulunmak, kanıt göstermek, örnek ile desteklemek; değerleri olan bazı değişkenleri yerine koyarak daha spesifik bir şekilde tanımlı bir nesne üretmek (Bilgisayar Programlaması)

INSTANTIATED : English Turkish

adj. delil gösterilerek ispat edilen, kanıt gösterilmiş, örnek ile desteklenen; değerleri olan bazı değişkenler yerine konularak daha spesifik bir şekilde tanımlanan (Bilgisayar Programlaması)

INSTANTIATION : English Turkish

n. delil göstererek bir iddiada bulunma, kanıt gösterme, örnek ile destekleme; değerleri olan bazı değişkenleri yerine koyarak daha spesifik bir şekilde tanımlı bir nesne üretme (Bilgisayar Programlaması)

INSTANTLY : English Turkish

adv. hemen, derhal, hemencecik, anında

INSTATE : English Turkish

v. işe sokmak, yatırmak, vermek, bağışlamak

INSTATEMENT : English Turkish

n. atama, atanma, bir göreve atama, bir pozisyona getirilme

INSTAURATION : English Turkish

n. yenileme, yineleme, tazeleme

INSTEAD : English Turkish

adv. yerine

INSTEAD OF : English Turkish

yerine

INSTEP : English Turkish

n. ayağın üst kısmı

INSTEP RAISER : English Turkish

taban keçesi

INSTIGATE : English Turkish

v. ayağa kaldırmak, kışkırtmak, teşvik etmek, kundaklamak, tahrik etmek, fitnelemek, körüklemek, ayartmak

INSTIGATE A REBELLION : English Turkish

isyan başlattı, isyan fitilledi, başkaldırı harekete geçirdi, başkaldırıya neden oldu

INSTIGATED : English Turkish

adj. başlattı, neden oldu, tahrik etti, teşvik etti, fitilledi, provoke etti

INSTIGATING : English Turkish

adj. kışkırtıcı

INSTIGATINGLY : English Turkish

adv. provokatif bir şekilde, fitilleyen bir şekilde, tahrik eden bir şekilde, teşvik eden bir şekilde

INSTIGATION : English Turkish

n. kışkırtma, tahrik, teşvik

INSTIGATION TO CRIME : English Turkish

suça teşvik etme, suça bulaştırma, suça tahrik etme, suç işlemeye sevk etme

INSTIGATIVE : English Turkish

adj. başlatan, neden olan, tahrik eden, teşvik eden, fitilleyen, provoke eden

INSTIGATOR : English Turkish

n. kışkırtıcı, fitneci

INSTIL : English Turkish

v. damla damla akıtmak, damlatmak, sokmak, işlemek, aşılamak

INSTILL : English Turkish

v. damla damla akıtmak, damlatmak, sokmak, işlemek, aşılamak

INSTILL CONFIDENCE : English Turkish

güven aşılamak, güven vermek, cesaret vermek, yavaş yavaş yüreklendirmek

INSTILL IDEAS INTO : English Turkish

-a fikirler aşılamak,
a fikirler sokmak,
a yavaş yavaş fikirler empoze etmek

INSTILLATION : English Turkish

n. damlatma, aşılama, telkin etme