English
INTRUSTED : English Turkish
adj. tevdi edilmiş, sorumluluk ile emanet edilmiş; korunması için verilmiş
INTUBATE : English Turkish
v. (Tıp) bir organın içine boru yerleştirmek; bir organın içine boru sokarak tedavi etmek
INTUBATED : English Turkish
adj. içine borular yerleştirilmiş olan, borulara bağlı olan (Tıp)
INTUBATION : English Turkish
n. (Tıp) intübasyon, bir organın içine boru yerleştirme; bir organın içine boru sokarak tedavi etme
INTUIT : English Turkish
n. Intuit, finansal yönetim ve vergi raporları hazırlamak için kapsamlı programlar üreten Amerikan şirketi
INTUIT : English Turkish
v. içine doğmak, sezmek
INTUITION : English Turkish
n. sezgi, sezi, önsezi
INTUITIVE : English Turkish
adj. sezgisel, sezgileri güçlü
INTUITIVELY : English Turkish
adv. sezgisel olarak, sezgisel bir şekilde; içgüdüsel olarak
INTUITIVENESS : English Turkish
n. sezgi yoluyla anlama, direkt olarak anlama kabiliyeti, hemen kavrama durumu
INTUMESCE : English Turkish
v. kabarmak, şişmek, genişlemek; fokurdamak
INTUMESCENCE : English Turkish
n. şişme, kabarma, şişlik, şişkinlik
INTUMESCENT : English Turkish
adj. şişen, kabaran
INTUSSUSCEPT : English Turkish
v. başka bir parçanın içine yerleştirmek, içine almak, sarmak (Biyoloji)
INTUSSUSCEPTION : English Turkish
n. emilim, içine çekme, emilme; yeni maddeyi eskiler arasına yerleştirme (Botanik); bir parçanın başka bir parça içine kayması (Tıp); yabancı maddeyi içine alma (Fizyoloji)
INU : English Turkish
n. Inu, (Japonca) "köpek", Çin burcu
INUIT : English Turkish
n. Inuit, Kuzey Amerika'nın Arktik bölgelerinde ve Grönland’da yaşayan halkın üyesi (Algonquian dilinde Eskimo olarak adlandırılan)
INUIT : English Turkish
n. Inuit, Kuzey Amerika'nın Arktik bölgelerinde ve Grönland’da yaşayan halkın üyesi (Algonquian dilinde Eskimo olarak adlandırılan); Inuitler tarafından kullanılan birkaç lehçeden biri
INUKTITUT : English Turkish
n. Inuktitut, Kanada'da konuşulan Inuit dili
INULASE : English Turkish
n. inülaz, inulini früktoza dönüştüren enzim
INULIN : English Turkish
n. inulin, oksijen ve su ile birleştirildiği zaman şeker früktoza dönüşen belirli bitki köklerinden (yıldızçiçeği gibi) elde edilen nişastalı karbonhidrat (tıpta böbrek fonksiyonlarını test etmek ve değerlendirmek için kullanılan)
INUNCTION : English Turkish
n. onksiyon, kutsal yağ sürme, yağlama; merhem
INUNDATE : English Turkish
v. su basmak, sel basmak, boğmak
INUNDATED : English Turkish
adj. boğulmuş, sel basmış, taşacak kadar dolmuş
INUNDATION : English Turkish
n. su baskını, sel, boğma
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani