English
IRRIGATED : English Turkish
adj. sulanmış, hareli, su sağlanmış olan
IRRIGATED FIELD : English Turkish
sulanmış tarla, yapay olarak su lanmış olan alan (sulama sistemi, sel basma, vs. ile)
IRRIGATED LAND : English Turkish
sulanmış arazi, yapay olarak su lanmış olan arazi (sulama sistemi, sel basma, vs. ile)
IRRIGATION : English Turkish
n. sulama
IRRIGATION HOSE : English Turkish
sulama hortumu, suyun taşındığı ve toprak yüzeyine yayıldığı boru
IRRIGATION SYSTEM : English Turkish
sulama sistemi, toprak alanlara su sağlayan sistem (tarımda kullanılan)
IRRIGATOR : English Turkish
n. sulayıcı, sulayan kimse veya şey; temizlemek veya dezenfekte etmek için vücudun bir parçasına sıvı uygulayan alet (Tıp)
IRRITABILITY : English Turkish
n. sinirlilik, çabuk öfkelenme, asabilik
IRRITABLE : English Turkish
adj. hırçın, sinirli, çabuk kızan, asabi, alıngan, tahriş olan, çabuk azan
IRRITABLE MALE SYNDROME : English Turkish
n. huysuz erkek sendromu, erkek seks hormonu (testosteron) seviyesinin beklenmedik düşüşünden dolayı stres altında olan erkeklerin huysuz sinirli kızgın veya mızmız oldukları durum
IRRITABLENESS : English Turkish
n. asabilik, huysuzluk, sinirlilik, kolayca sinirlenme veya kızma niteliği
IRRITABLY : English Turkish
adv. sinirli bir şekilde, öfkeyle, hırçın bir şekilde, hiddetle, kötüleşmiş bir şekilde
IRRITANT : English Turkish
n. tahriş edici madde, sinirlendirici şey, kışkırtıcı
IRRITANT : English Turkish
adj. tahriş edici, sinirlendiren, sinirlendirici, kızdırıcı, rahatsız edici
IRRITATE : English Turkish
v. kızdırmak, sinirini bozmak, kurcalamak, öfkelendirmek, sinir bozmak, sinirlendirmek, tahrik etmek, gıcık etmek, tahriş etmek, azdırmak, kaşındırmak, iptal etmek, sinir etmek, rahatsız etmek
IRRITATED : English Turkish
adj. tedirgin
IRRITATEDLY : English Turkish
adv. sinirli bir şekilde, tedirgin bir şekilde, telaşlı bir şekilde, sinirlice, kızgınlıkla
IRRITATING : English Turkish
adj. rahatsız edici, sinir bozucu, sinirlendiren, sinirlendirici, tahriş edici, kaşındırıcı, kaşındıran, kızdırıcı
IRRITATING : English Turkish
n. rahatsız etme
IRRITATINGLY : English Turkish
adv. sinir bozucu bir şekilde, rahatsız edici bir şekilde, kızdırıcı bir şekilde, kötüleştirici bir şekilde
IRRITATION : English Turkish
n. tahriş, kaşındırma, sinirlendirme, kızgınlık, kurcalama, öfke
IRRITATIVE : English Turkish
adj. sinirlendirici, rahatsız edici, can sıkıcı, kötüleştirici; uyarma eğilimi olan (Fizyoloji, Biyoloji); bir organın veya vücut parçasının tahriş olması ile karakterize edilen veya bir organın veya vücut parçasının tahriş olmasının neden olduğu (Patoloji)
IRRITATOR : English Turkish
n. sinirlendiren kimse, kızdıran veya çileden çıkaran kimse, kötüleştiren kimse
IRRUPT : English Turkish
v. zorla girmek, basmak, istila etmek
IRRUPTION : English Turkish
n. istila, baskın, zorla girme, akın
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani