English
ISOPOLITY : English Turkish
n. eşit haklar, eşit vatandaşlık hakları
ISOPRENE : English Turkish
n. izopren, sentetik kauçuk üretiminde kullanılan sıvı madde (Kimya)
ISOPROPANOL : English Turkish
n. izopropil alkol, aseton üretiminde çözücü olarak kullanılan alkol türü (Kimya)
ISOPROPYL : English Turkish
adj. izopropil, izopropil grubunu içeren (Kimya)
ISOSCELES : English Turkish
adj. eşkenar, ikizkenar
ISOSCELES TRAPEZOID : English Turkish
ikizkenar yamuk, iki kenarı eşit uzunlukta olan yamuk
ISOSCELES TRIANGLE : English Turkish
ikizkenar üçgen, iki kenarı eşit olan üçgen
ISOSTACY : English Turkish
n. izostasi, yer kabuğunda yükselti ve girinti güçlerinin dengesi (Jeoloji)
ISOSTASY : English Turkish
n. izostasi, yerkabuğunun verilen bir segmentini yükseltme eğilimi olan yükseltme gücü ve bastırma eğilimi olan yerçekimi arasındaki denge (Jeoloji)
ISOSTATIC : English Turkish
adj. izostatik, izostasi ile ilgili, yerkabuğunun verilen bir segmentini yükseltme eğilimi olan yükseltme gücü ve bastırma eğilimi olan yerçekimi arasındaki denge ile ilgili (Jeoloji)
ISOSTATICALLY : English Turkish
adv. (Jeoloji) izostatik olarak, izostasi ile ilgili olarak (yerkabuğunun verilen bir segmentini yükseltme eğilimi olan yükseltme gücü ve bastırma eğilimi olan yerçekimi arasındaki denge)
ISOSTERE : English Turkish
n. izosterik bileşik, atom sayısı ve türleri dışında başka bir bileşik biçimine eşit olan bileşik
ISOSTERIC : English Turkish
adj. izosterik, aynı elektron değerliği ve biçime sahip fakat atom sayısı ve türleri farklı olan
ISOTHERM : English Turkish
n. izoterm, eşısı eğrisi
ISOTHERMAL : English Turkish
adj. izotermal, eşısılı
ISOTONIC : English Turkish
adj. izotonik, başka bir çözelti ile aynı osmotik basınca sahip olan çözelti ile ilgili (Kimya, Fizyoloji); eşit sesleri olan (Müzik)
ISOTONICALLY : English Turkish
adv. izotonik olarak, izotonik bir şekilde, eşit osmotik basınç ile (Kimya, Fizyoloji)
ISOTONICITY : English Turkish
n. izotonisite, osmotik basınç eşitliği (Kimya, Fizyoloji)
ISOTOPE : English Turkish
n. izotop
ISOTOPIC : English Turkish
adj. izotopik, izotop ile ilgili, diğer şekillerle aynı atom sayısına sahip ancak farklı atom ağırlığı olan kimyasal element biçimiyle ilgili (Kimya)
ISOTOPICALLY : English Turkish
adv. (Kimya) izotopik olarak, izotoplara ilişkin olarak, izotoplar aracılığı ile (diğer şekillerle aynı atom sayısına sahip ancak farklı atom ağırlığı olan kimyasal element biçimi)
ISOTROPIC : English Turkish
adj. izotropik; tüm eksenler boyunca aynı özelliklere veya niteliklere sahip olan (Fizik); önceden tanımlanmış eksenleri olmayan (Zooloji)
ISOTROPISM : English Turkish
n. eş yönlülük, izotropi; tüm eksenler boyunca özellikler ve nitelikler benzerliği (Fizik); önceden tanımlanmış eksenleri olmama durumu (Zooloji)
ISOTROPOUS : English Turkish
adj. izotropik; tüm eksenler boyunca aynı özelliklere veya niteliklere sahip olan (Fizik); önceden tanımlanmış eksenleri olmayan (Zooloji)
ISOTROPY : English Turkish
n. izotropi, eş yönlülük; tüm eksenler boyunca özellikler ve nitelikler benzerliği (Fizik); önceden tanımlanmış eksenleri olmama durumu (Zooloji)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani