English
KINGLIKE : English Turkish
adj. kral gibi
KINGLINESS : English Turkish
n. krallara layık kalite, krallara yakışır olma, ihtişam
KINGLY : English Turkish
adj. kral gibi, krallara layık
KINGMAKER : English Turkish
n. etkili ve siyasi gücü olan kimse, çok güçlü siyasi gücü olan ve adayları iktidara getirmek için seçebilen kimse
KINGMAN REEF : English Turkish
n. Amerika Birleşik Devletleri Küçük Dış Adaları'nın bir parçasını oluşturan Kuzey Pasifik Okyanusu'nda bulunan tropikal mercan kayalığı ( Hawai Adaları ile Amerikan Samoa'sının tam ortasında)
KINGPIN : English Turkish
n. koşum çivisi, en öndeki kuka, en önemli kimse
KINGS : English Turkish
n. Krallar, (Kutsal Kitap'la alakalı) Eski Ahit'in iki kitabından biri (I. Krallar, II. Krallar)
KINGS I : English Turkish
Krallar I, İncil kitaplarından biri
KINGS II : English Turkish
Krallar II, İncil kitaplarından biri
KINGSHIP : English Turkish
n. krallık
KINGSIZE : English Turkish
adj. dev
KINGSIZE : English Turkish
n. en büyük boy
KINGSIZE CIGARETTE : English Turkish
n. büyük boy sigara
KINGSIZE MATRESS : English Turkish
n. en büyük boy yatak
KINGSOLVER : English Turkish
n. bir soyadı; Barbara Kingsolver (1955 doğumlu), "Fasulye Ağacı" adlı eseri yazan (1988) Amerikalı romancı ve kısa hikaye yazarı
KINGSTON : English Turkish
n. Jamaika'nın başkenti; Ontario eyaletinde Ontario Gölü kenarında bir şehir (Kanada); Nova Scotia'da bir kasaba (Kanada); New Brunswick'da bir kasaba (Kanada); Amerika Birleşik Devletleri'nde bazı şehir ve kasabaların ismi; Britanya'da bazı şehir ve kasabaların ismi; Kingston şehri (Avustralya); Avustralya'da bazı şehir ve kasabaların ismi
KINGSTON : English Turkish
n. siyah keler balığı
KINGSTON VALVE : English Turkish
n. kiniştin valfi, su hattının altından gemi kenarından geçen borunun ağzını kapatmak için dışa doğru açılan konik valf
KINGSTOWN : English Turkish
n. Saint Vincent ve Grenadinler'in başkenti; Kuzey Carolina'da bir kasaba (ABD); Maryland'de bir topluluk (ABD); Dublin limanı (İrlanda)
KININ : English Turkish
n
KINK : English Turkish
n. dolaşma, ip dolaşması, kramp, tutulma, garip düşünce, değişiklik, ilginçlik, kapris
KINK : English Turkish
v. dolaşmak (ip vb.), dolaştırmak
KINKAJOU : English Turkish
n. kinkaju, kahverengi kürkü ve kavrayabilen kuyruğu olan ağaçta yaşayan memeli hayvan (Orta ve Güney Amerika’ya özgü)
KINKHAUST : English Turkish
n. boğmaca öksürüğü
KINKINESS : English Turkish
n. kıvırcık olma, bukleli olma; tuhaflık, acayiplik; cinsel sapıklık
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani