Multilingual Turkish Dictionary

English

English
KORMA : English Turkish

n. kaymak veya yoğurtla koyulaştırılmış sosta pişirilen et/balık veya sebzeden oluşan krema kıvamındaki Hindistan yemeği

KORN : English Turkish

n. Yeni Metal grubu

KOROR : English Turkish

n. Okyanusya'da bulunan ve birkaç adadan oluşan en göze çarpan adası Koror olan Palau Cumhuriyeti'nin en büyük eyaleti; Koror adasında bulunan Palau'nun başkenti

KORSAKOFF : English Turkish

n. bir soyadı

KORSAKOV : English Turkish

n. bir soyadı

KORSAKOW : English Turkish

n. bir soyadı

KORUNA : English Turkish

n. Çek Cumhuriyeti para birimi

KOSHER : English Turkish

adj. yahudi inançlarına uygun hazırlanan, temiz (yahudilerce)

KOSHER DAIRY : English Turkish

Yahudi kanununa göre temiz sayılan süt ürünleri

KOSHER FOOD : English Turkish

yahudilerce helal sayılan yiyecek, musevi yiyeceği

KOSHER FOR PASSOVER : English Turkish

hamursuz Bayramı sırasında kullanılabilir veya yenilebilir olan (Musevilik)

KOSHER PARVE : English Turkish

et veya sütle yenilebilir (Yahudi beslenme kurallarına göre)

KOSHER RESTAURANT : English Turkish

n. yahudi restoranı

KOSHIHIKARI : English Turkish

n. meşhur Japon aromatik pirinç markası

KOSO : English Turkish

n. çiçekleri bağırsak kurtları düşürme ilacı yapımında kullanılan ağaç (ayrıca kosso)

KOSOVA : English Turkish

n. Kosova

KOSOVAN : English Turkish

n. Kosova'nın yerlisi veya Kosova'da ikamet eden kimse

KOSOVAN : English Turkish

adj. Kosova'yla alakalı yada Kosova'ya ait

KOSOVO : English Turkish

n. Kosova, 1999'dan beri Birleşmiş Milletler'in kontrolünde olan güney Sırbistan'da bir bölge

KOSOVO LIBERATION ARMY : English Turkish

Kosova Kurtuluş Ordusu, Kosova'nın Yugoslovya'dan bağımsızlığı için savaşan Kosova Arnavutları'nın oluşturduğu gerilla grubu , KLA (Kosova Bağımsızlık Ordusu)

KOSSO : English Turkish

çiçekleri bağırsak kurtları düşürme ilacı yapımında kullanılan ağaç

KOTATSU : English Turkish

n. üzerine masa konulan üstü örtüyle örtülü olan alçak ve açık ahşap Japon yapısı

KOTO : English Turkish

n. kanuna benzeyen telli Japon çalgısı

KOTOW : English Turkish

v. secde etmek, el pençe divan durmak

KOTOW : English Turkish

n. secde