Multilingual Turkish Dictionary

English

English
LITTLE CHANCE : English Turkish

ufak şans, fazla şansı olmayan, düşük ihtimal

LITTLE CHILD : English Turkish

ufak çocuk, küçük çocuk, küçük yavru

LITTLE COMFORT : English Turkish

ufak bir teselli, küçük bir avuntu, çok hafif teselli

LITTLE CORPORAL : English Turkish

Küçük Onbaşı, Napolyon

LITTLE DEVIL : English Turkish

küçük şeytan, kötü çocuk, yaramaz çocuk, afacan

LITTLE DIPPER : English Turkish

küçükayı [astr.]

LITTLE DOES HE KNOW THAT : English Turkish

-olduğundan hiç haberi yok,
o olduğundan tamamen habersiz,
hakkında bir bilgisi yok

LITTLE ENGLANDER : English Turkish

n. bölücü politika yanlısı kimse

LITTLE FINGER : English Turkish

serçe parmak

LITTLE GIRL'S ROOM : English Turkish

n. (Argo) kadınlar tuvaleti

LITTLE GUY : English Turkish

küçük adam, küçük erkek, küçük ahbap

LITTLE HAND : English Turkish

n. saat akrebi, akrep, bir kol veya duvar saatinin saatlerini gösteren kısa ibre

LITTLE HILL : English Turkish

n. tepecik

LITTLE HOUSE : English Turkish

n. küçük ev

LITTLE LAMB : English Turkish

n. kuzucuk

LITTLE LESS THAN : English Turkish

neredeyse, pek farklı değil

LITTLE LIKELIHOOD : English Turkish

düşük ihtimal, fazla şansı yok, olası değil

LITTLE MAN : English Turkish

küçük adam, küçük erkek, küçük insan; hırsı olmayan insan; bürokrat

LITTLE MERMAID : English Turkish

küçük deniz kızı, Hans Christian Andersen’in hikayesinde yarı kız yarı balık olan karakter

LITTLE MONSTER : English Turkish

n. afacan

LITTLE MOUSE : English Turkish

küçük fare, küçük sıçan, kemirgen familyasına ait küçük hayvan

LITTLE ONE : English Turkish

ufaklık, yavru

LITTLE ONES : English Turkish

yavrular

LITTLE OWL : English Turkish

n. kukumav

LITTLE PASSOVER : English Turkish

İkinci Hamursuz bayramı (Iyar'ın 14'ünde Tapınak'ta yer alan Tanrı'ya kurban sunma töreni)