Multilingual Turkish Dictionary

English

English
LOOSEN : English Turkish

v. çözmek, açmak, gevşetmek, söktürmek, yumuşatmak, gevşemek, çözülmek, açılmak

LOOSEN THE PURSE STRINGS : English Turkish

kesenin ağzını açmak, harcamaları artırmak

LOOSEN UP : English Turkish

açmak, gevşetmek, ısınmak, kaslarını gevşetmek, açılmak

LOOSENESS : English Turkish

n. gevşeklik, düzensizlik, bolluk, kararsızlık, serbestlik, ishal, hafiflik, hoppalık

LOOSENING : English Turkish

n. gevşeme

LOOT : English Turkish

n. yağma, vurgun, talan, ganimet, kanunsuz kazanç

LOOT : English Turkish

v. yağmalamak

LOOTER : English Turkish

n. yağmacı, vurguncu, çapulcu

LOOTING : English Turkish

n. yağma

LOP : English Turkish

v. budamak, kesmek, kesip atmak, sarkmak, asılı olmak, sarkıtmak

LOP EARED : English Turkish

adj. sarkık kulaklı

LOP EARS : English Turkish

n. sarkık kulaklar

LOP OFF : English Turkish

kesmek, kesip atmak

LOPE : English Turkish

n. uzun adımlarla koşma

LOPE : English Turkish

v. uzun ve rahat adımlarla koşmak

LOPE DE VEGA : English Turkish

n. (
1635) İspanyol oyun yazarı ve şair

LOPSIDED : English Turkish

adj. aksak, yana yatmış, eğilmiş, oransız, dengesiz

LOQUACIOUS : English Turkish

adj. konuşkan, dilli, geveze

LOQUACIOUSNESS : English Turkish

n. konuşkanlık, gevezelik

LOQUACITY : English Turkish

n. konuşkanlık, ağız kalabalığı, gevezelik

LOQUAT : English Turkish

n. yenidünya, malta eriği

LORAN : English Turkish

n. radyo sinyalleri ile uçağın yerini belirleyen araç

LORD : English Turkish

n. Muhteşem Varlık, Tanrı; Hazreti İsa

LORD : English Turkish

n. bey, beyefendi, lord, efendi, sahip

LORD : English Turkish

v. lord ünvanı vermek