Multilingual Turkish Dictionary

English

English
LOW COUNTRIES : English Turkish

Belçika Hollanda ve Lüksemburg

LOW CUT : English Turkish

adj. dekolte

LOW DOWN : English Turkish

aşağılık, alçak, ahlaksız, rezil, alçakça yapılan

LOW EARTH ORBIT : English Turkish

alçak dünya yörüngesi, Dünya yörüngesinde düşük irtifada dönen iletişim uydu sistemi (esas itibarı ile mobil telefon iletişiminde kullanılır)

LOW EGO : English Turkish

n. moral bozukluğu, morali bozuk olma

LOW FAT : English Turkish

az yağlı

LOW FREQUENCY : English Turkish

alçak frekans

LOW GEAR : English Turkish

irinci vites

LOW HEELED : English Turkish

adj. düşük topuklu

LOW KEY : English Turkish

şatafatsız, ılımlı

LOW LYING : English Turkish

adj. alçak bulunan (arazi vs.)

LOW MASS : English Turkish

n. sade ayin, basit ayin

LOW MINDED : English Turkish

kötü düşünceli, fesat

LOW PRESSURE : English Turkish

alçak basınç, alçak basınçlı

LOW PROFILE : English Turkish

dikkat çekmeme politikası

LOW QUALITY : English Turkish

çok düşük kalite

LOW SPIRITED : English Turkish

kederli, üzgün, morali bozuk

LOW SPIRITS : English Turkish

keder

LOW TIDE : English Turkish

deniz alçalması

LOW TONE : English Turkish

n. alçak sesli, yumuşak renkli

LOW TONE CONVERSATION : English Turkish

n. alçak sesle konuşma

LOW TONE PICTURE : English Turkish

n. yumuşak renkli tablo

LOW VISIBILITY : English Turkish

düşük görüş mesafesi

LOW WATER : English Turkish

çekilme

LOW-DENSITY LIPOPROTEIN : English Turkish

n. Düşük yoğunluklu lipoprotein (LDL olarak kısaltılır)