Multilingual Turkish Dictionary

English

English
MONITION : English Turkish

n. uyarı, ikaz, ihtar, ihbarname

MONITOR : English Turkish

n. monitor, ekran, gözleme, izleme tertibatı, gözlemci öğrenci, varan, etobur kertenkele

MONITOR : English Turkish

v. izlemek, gözlemek

MONITORIZE : English Turkish

v. izlemek, görüntülemek

MONK : English Turkish

n. keşiş, rahip, inzivaya çekilmiş kimse, papaz

MONK'S CLOTH : English Turkish

n. perdelik pamuklu kumaş

MONKERY : English Turkish

n. manastır hayatı [kötü]

MONKEY : English Turkish

n. maymun, şahmerdan başı

MONKEY : English Turkish

v. oynamak, kurcalamak

MONKEY AROUND : English Turkish

v. oyalanmak, dalga geçmek

MONKEY AROUND WITH : English Turkish

v. karıştırmak, uğraşmak

MONKEY BREAD : English Turkish

n. baobap, baobap ağacı

MONKEY BUSINESS : English Turkish

düzenbazlık, yalan dolan

MONKEY FLOWER : English Turkish

n. misk otu

MONKEY JACKET : English Turkish

n. kısa ve dar ceket

MONKEY LIKE : English Turkish

adj. maymun gibi

MONKEY TRICKS : English Turkish

uyanıklık, münasebetsizlik

MONKEY WITH : English Turkish

v. karıştırmak, uğraşmak, kurcalamak

MONKEY WRENCH : English Turkish

İngiliz anahtarı

MONKEYSHINES : English Turkish

n. şaka, dürüst olmayan hareketler

MONKFISH : English Turkish

n. maymunbalığı, kelerbalığı

MONKHOOD : English Turkish

n. keşişlik, keşişler

MONKISH : English Turkish

adj. keşiş gibi

MONKSHOOD : English Turkish

n. boğanotu, kaplanboğan

MONMOUTH : English Turkish

n. New Jersey'de (ABD) bir ilçe; Galler'de bir kasaba ve bölge; Amerikan Bağımsızlık Savaşı'nda bir çatışma (28 Haziran 1778); (James Scott) Kral James'e karşı başarısız bir darbenin lideri