English
NABEYAKIUDON : English Turkish
n. (Japon mutfağı) tavuk veya balık ile tencerede pişirilen udon eriştesi
NABI : English Turkish
n. peygamber için kullanılan Yahudi ve veya Müslüman terimi
NABISCO : English Turkish
n. New Jersey merkezli Amerikan şirketi, dünya çapında gıda ve market ürünleri üreticisi ve distribütörü
NABLUS : English Turkish
n. Nablus, Batı Şeria'da Filistin Yönetimi kontrolünde bulunan şehir (İbranice'de Shechem olarak bilinen)
NABOB : English Turkish
n. hindistan'da zengin avrupalı, hint prensi
NABOTH : English Turkish
n. Naboth the Jezreelite, üzüm bağını Kral Ahab'a satmayı reddettiği için öldürülen adam (İncil'den)
NACELLE : English Turkish
n. motor yeri (uçak)
NACHO : English Turkish
n. eritilmiş peynir ve kırmızıbiberle kaplı tortilla cips
NACRE : English Turkish
n. sedef
NACREOUS : English Turkish
adj. sedefli
NACROUS : English Turkish
adj. sedefle ilgili, incilerle ilgili; inci gibi; parlak, ışık saçan
NAD : English Turkish
n. (Argo) gonad, eşeysel bez, üreme hücreleri ve seks hormonları üreten seks bezi (özellikle, testis)
NADA : English Turkish
n. (İspanyolca) hiçbir şey
NADER : English Turkish
n. Ralph Nader (1934 doğumlu), 2000 yılı başkanlık kampanyasında Yeşiller Partisi'ni başkan adayı olarak temsil eden Amerikalı avukat ve tüketici hakları hukukçusu
NADIA : English Turkish
n. bir bayan ismi
NADIA COMANECI : English Turkish
(1961 doğumlu) Rumen jimnastikçi ve 1976 ve 1980 Olimpiyat madalyaları sahibi (Montreal'deki 1976 Olimpiyat Oyunları'nda Olimpik Jimnastikte ödül kazanmak için mükemmel puan olan 10 tam puanı kazanan ilk jimnastikçi)
NADIR : English Turkish
n. ayak ucu [ast.], en aşağı nokta
NAEVUS : English Turkish
n. doğum lekesi, doğum izi, ben, nevus (Tıp)
NAFF : English Turkish
v. (British) aylak aylak dolaşmak
NAFF : English Turkish
adj. (İngiliz Argosu) modası geçmiş, demode, zevksiz, modaya uygun olmayan; değersiz, yararsız
NAFF : English Turkish
n. perçemleri olan deniz kuşu türü
NAFF OFF : English Turkish
interj. (İngiliz Argosu) defol!, çek git!
NAFSO AFFAIR : English Turkish
Nafso olayı, hernekadar masum olsa da Circassian subayı Nasu'nun 18 yıl hapis cezası ile cezalandırıldığı dava (İsrail Gizli Servisi tarafından kanunun çarpıtılmasından dolayı
1980)
NAFTA : English Turkish
Kuzey Amerika Ülkeleri Serbest Ticaret Antlaşması, 1 Ocak 1994 tarihinde yürürlüğe giren ve üç ülke arasındaki ticari engelleri azaltan veya kaldıran Kanada Meksika ve ABD arasında yapılan anlaşma
NAFTALI : English Turkish
n. Hz. Yakup'un altıncı oğlu; İsrail'in oniki kabilesinden biri (İncil'den); bir erkek ismi (ayrıca Naphtali)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani