Multilingual Turkish Dictionary

English

English
NARROWNESS : English Turkish

n. darlık, kısıtlılık

NARROWS : English Turkish

n. dar geçit, 2 burun arasında yasak bölge olan su geçidi

NARTHEX : English Turkish

n. dış dehliz, kilisede giriş salonu; kilise mabedine giden koridor (Mimarlık)

NARWAL : English Turkish

n. deniz gergedanı, erkeğin üst çeneden dışarı çıkan uzun bükülmüş dişleri olan arktik balina türü (Zooloji)

NARWHAL : English Turkish

n. deniz gergedanı

NARY : English Turkish

adj. hiç

NASA : English Turkish

n. Ulusal havacılık ve uzay kurumu, uzay yolculuğu ve evrenin araştırılması ile alakalı Amerikan devlet kurumu

NASAL : English Turkish

n. geniz sesi, burun kemiği

NASAL : English Turkish

adj. burun, genizden gelen

NASAL CAVITY : English Turkish

n. burun boşluğu

NASAL FOSSA : English Turkish

n. geniz

NASAL LETTER : English Turkish

n. genizden okunan harf

NASAL PASSAGE : English Turkish

n. geniz

NASALISATION : English Turkish

n. genizleştirme, genizden çıkan ses; hımhımlık (ayrıca nasalization)

NASALISE : English Turkish

v. genizleştirmek, genizden çıkan sesle konuşmak; genizden ses çıkarmak (ayrıca nasalize)

NASALITY : English Turkish

n. genizden okunma

NASALIZATION : English Turkish

n. genizden çıkan ses; hımhımlık (ayrıca nasalisation)

NASALIZE : English Turkish

v. genizleşmek, genizleştirmek

NASALLY : English Turkish

adv. genizden, burundan, genizden gelen sesle

NASCAR : English Turkish

n. Nascar, yarış otomobili türü

NASCAR DAD : English Turkish

n. NASCAR baba, ahlaki değerler üzerine daha fazla odaklanan beyaz işçi sınıfı baba

NASCENCE : English Turkish

n. doğuş, var olmaya başlama; başlangıç; doğma süreci; yeni oluşmuş biçimde olma durumu

NASCENCY : English Turkish

n. oluşum, meydana geliş, doğuş

NASCENT : English Turkish

adj. doğan, oluşmaya başlayan

NASCENT STATE : English Turkish

yeni oluşan devlet, oluşum aşamasında olan ülke