Multilingual Turkish Dictionary

English

English
NECROSIS : English Turkish

n. kangren, nekroz, doku ölmesi

NECROTIC : English Turkish

adj. çürüyerek ölen

NECROTICALLY : English Turkish

adv. kangrenleşerek, kangrenli bir şekilde

NECROTISE : English Turkish

v. kangrenleşmek, kangrene neden olmak, doku ölümüne neden olmak; nekroza uğramak (ayrıca necrotize)

NECROTIZE : English Turkish

v. kangrenleşmek, kangrene neden olmak, doku ölümüne neden olmak; nekroza uğramak (ayrıca necrotise)

NECROTOMY : English Turkish

n. nekrotomi, cesedi parçalara ayırıp inceleme

NECTAR : English Turkish

n. nektar, bitki özü, balözü

NECTARINE : English Turkish

n. şeftali (tüysüz)

NED : English Turkish

n. bir erkek ismi; bir soyadı

NEDDY : English Turkish

n. eşek

NEE : English Turkish

adj. kızlık soyadı ile

NEED : English Turkish

n. ihtiyaç, gereksinim, gerek, lüzum, yoksulluk, muhtaçlık

NEED : English Turkish

v. ihtiyacı olmak, muhtaç olmak, gerekmek

NEED THE SPUR : English Turkish

dürtüye ihtiyacı olmak, teşvike ihtiyacı olmak, motivasyona gerek duymak

NEEDED : English Turkish

adj. lazım

NEEDER : English Turkish

n. ihtiyaç duyan kimse, muhtaç olan kimse, ihtiyaç sahibi kimse

NEEDFUL : English Turkish

adj. gerekli, lazım, lüzumlu

NEEDFULLY : English Turkish

adv. gerekli bir şekilde, lüzumlu olan bir şekilde, gerekli olan zorunlu bir şekilde, ihtiyaç duyarak

NEEDILY : English Turkish

adv. yoksun bir şekilde, muhtaç bir şekilde; yoksul bir şekilde

NEEDINESS : English Turkish

n. muhtaçlık, yokluk, yoksulluk

NEEDLE : English Turkish

n. iğne, enjektör, tığ, şiş, ibre

NEEDLE : English Turkish

v. dikmek, iğnelemek, sinirlendirmek, iğne ile delmek, alkol derecesini artırmak

NEEDLE BATH : English Turkish

n. duş (tazyikli)

NEEDLE BEARING : English Turkish

n. iğneli yatak, bilyeli yatak, küçük metal toplar içeren rulman

NEEDLE CASE : English Turkish

n. iğne kutusu, iğne saklamak için kullanılan kutu