Multilingual Turkish Dictionary English

NOT TO BELIEVE : English Turkish

v. inanmamak

NOT TO BELIEVE ONE'S EYES : English Turkish

v. gözlerine inanamamak

NOT TO BOTHER : English Turkish

v. rahat bırakmak

NOT TO CARE : English Turkish

v. önem vermemek, umursamamak, umur etmemek

NOT TO CARE A BRASS FARTHING : English Turkish

umurunda olmamak, vız gelip tırıs gitmek

NOT TO CARE A FIG : English Turkish

umurunda olmamak, hiç takmamak, hiç ilgilenmemek

NOT TO CARE TWOPENCE FOR : English Turkish

önemsememek, umursamamak

NOT TO CONSIDER : English Turkish

v. hesaba katmamak

NOT TO COUNT : English Turkish

v. saymamak

NOT TO DESERVE : English Turkish

v. hak etmemek

NOT TO EXCEED : English Turkish

v. aşmamak

NOT TO FEEL LIKE : English Turkish

v. canı istememek

NOT TO FIT : English Turkish

v. uymamak

NOT TO FORGET : English Turkish

v. unutmamak

NOT TO GET A WINK OF SLEEP : English Turkish

gözünü kırpmama

NOT TO GIVE A DAMN : English Turkish

v. umursamamak

NOT TO GO IN : English Turkish

v. sığmamak

NOT TO GO WELL : English Turkish

v. ters gitmek

NOT TO GRUDGE : English Turkish

çok görmemek, esirgememek

NOT TO HAPPEN : English Turkish

v. olmamak

NOT TO HAVE A BEAN : English Turkish

meteliksiz olmak, beş parasız olmaz

NOT TO HAVE THE FAINTEST IDEA : English Turkish

v. en ufak bir fikri olmamak

NOT TO HESITATE : English Turkish

v. çekinmemek

NOT TO HIS LIKING : English Turkish

onun zevkine göre değil, onun beğendiği tarzda değil, onun için memnuniyet verici değil

NOT TO HOLD WITH : English Turkish

aynı fikirde olmamak