Multilingual Turkish Dictionary

English

English
OCEANOGRAPHY : English Turkish

n. oşinografi, okyanus coğrafyası

OCEANOLOGY : English Turkish

n. okyanusbilim

OCELLAR : English Turkish

adj. göze benzeyen; benekli

OCELLATED : English Turkish

adj. basit gözlü, göz şeklinde

OCELLUS : English Turkish

n. basit göz, göz şeklinde leke

OCELOT : English Turkish

n. güney Amerika Birleşik Devletleri ve Güney Amerika’ya özgü küçük siyah benekli vahşi kedi

OCH : English Turkish

interj. beğenmeme veya üzüntü ifade etmek için kullanılan ünlem

OCHAZUKE : English Turkish

n. (Japon mutfağı) sade beyaz pilav üzerinde ve yeşil çay ile yapılan yiyecekler (sebze, balık, suyosunu gibi)

OCHE : English Turkish

n. atış çizgisi, oyuncuların dart atmaları için arkasında durmaları gereken çizgi

OCHER : English Turkish

n. toprak boyası, aşıboyası, koyu sarı, okra

OCHLOCRACY : English Turkish

n. halk yönetimi, avam idaresi

OCHLOCRATIC : English Turkish

adj. halk tabakası tarafından yönetilen, avam idaresi ile ilgili

OCHLOPHOBIA : English Turkish

n. oklofobi, topluluktan korkma, kalabalık korkusu

OCHONE : English Turkish

interj. (İrlandaca ve İskoçça) üzüntü belirten haykırış, eyvah, üzücü olay belirten bağırış

OCHRA : English Turkish

n. bamya, çorbalarda ve yahnilerde kullanılan baklamsı meyve şeklindeki yeşil sebze; bamya tohum zarfı veren bitki türü; bamya ile hazırlanan yemek, bamyalı yahni

OCHRE : English Turkish

n. toprak boyası, aşıboyası, koyu sarı

OCHREOUS : English Turkish

adj. toprak boyasına ilişkin, aşıboyasına ait veya ilgili; toprak boyası gibi görünen şey

OCHRONOSIS : English Turkish

n. (Tıp) okronoz, homogenistik asit artışının sonucu olarak bağdoku veya kıkırdak dokularında melanin birikintileri varlığı nedeniyle oluşan cilt ve gözaklarının sararması (alkaptonüri hastalığının özelliği)

OCKER : English Turkish

n. (Avustralya Argosu) görgüsüz Avustralyalı, kaba Avustralya erkeği; kaba ve incitici erkek şoven

OCKER : English Turkish

adj. toprak boyası ile ilgili; görgüsüz Avustralyalı ile ilgili, kaba Avustralya erkeği ile ilgili; kaba ve incitici erkek şoven ile ilgili

OCOTILLO : English Turkish

n. her dalının tepesinde kırmızı çiçekler demetleri veren dikenli çalı (kaktüse benzeyen) (güneybatı Amerika Birleşik Devletleri ve Meksika’nın kuru bölgelerime özgü)

OCR : English Turkish

n. Oprikal karakter tanımlama, pikselli grafik dosyasından karakterlerin tanımlanması ve onların normal bir metin dosyasına dönüştürülmesi (Bilgisayar)

OCT. : English Turkish

n. Ekim

OCTA : English Turkish

pref. sekiz

OCTACHORD : English Turkish

n. sekiz teli olan müzik enstrümanı