Multilingual Turkish Dictionary English

OFFICIATE AT THE WEDDING : English Turkish

v. nikâh törenini yönetmek

OFFICIATION : English Turkish

n. papazın görevi; bir törene ev sahipliği yapmak

OFFICIATOR : English Turkish

n. dini tören yönetme; kutsama görevi olan kimse

OFFICINAL : English Turkish

adj. hazır (ilaç), şifalı, ilaç yapımında kullanılan

OFFICINAL : English Turkish

n. hazır ilaç

OFFICINAL PLANTS : English Turkish

n. şifalı bitkiler

OFFICINALLY : English Turkish

adv. eczacı aracılığı ile; farmasötik bilimi kullanarak

OFFICIOUS : English Turkish

adj. işgüzar, yarı resmi

OFFICIOUS BYSTANDER FACTOR : English Turkish

yasal nedensellik ilişkisini ayıran dış sebep

OFFICIOUS INTERMEDDLER : English Turkish

mahkeme tarafından sözleşme imzalaması ve tarafların niyetleri ile ilgili tanıklık etmesi için orada bulunuyormuş gibi görülen davayı etkilemeyen etken (Hukuk)

OFFICIOUSLY : English Turkish

adv. işgüzarlık ederek, çokbilmiş bir şekilde

OFFICIOUSNESS : English Turkish

n. işgüzarlık

OFFING : English Turkish

n. açık deniz, engin

OFFIR : English Turkish

n. (İbranice) bir erkek ismi; bir soyadı

OFFISH : English Turkish

adj. uzak duran, mesafeli, soğuk

OFFISHNESS : English Turkish

n. ilgisizlik; uzak durma, ayrı kalma (Konuşma Dili)

OFFLINE : English Turkish

adj. çevrimdışı, başka bir bilgisayara veya İnternet hizmet sağlayıcısına bağlı olmayan (Bilgisayar)

OFFLOAD : English Turkish

v. yüklemek, satmak, bırakmak

OFFPRINT : English Turkish

n. ayrı baskı

OFFPUT : English Turkish

v. canını sıkmak, soğutmak

OFFSCOURINGS : English Turkish

n. çerçöp, süprüntü, pislik, yüz karası, bozuntu

OFFSCUM : English Turkish

n. pislik, kir, pis köpük tabakası, atık, çöp, cüruf, süprüntü, döküntü

OFFSET : English Turkish

n. bedel, karşılık, denkleştirme, dal, kol, uzantı, çıkıntı, dirsek (boru), ofset baskı

OFFSET : English Turkish

v. denkleştirmek, dengelemek, dirsek takmak (boru), dallanmak, ofset baskı yapmak

OFFSET ACCOUNT : English Turkish

n. denkleştirme hesabı