English
ON THE INSTANT : English Turkish
hemen, hemencecik, anında
ON THE JAR : English Turkish
yarı açık, hafifçe açılmış, aralık, iyi kapanmamış (giriş yeri, kapı, vs. hakkında)
ON THE JOB : English Turkish
iş başında
ON THE JOB TRAINING : English Turkish
iş başında eğitim, çalışarak öğrenme
ON THE LAM : English Turkish
kaçak, kaçar durumda
ON THE LATCH : English Turkish
adv. kapalı ama kilitlenmemiş
ON THE LEFT HAND SIDE : English Turkish
adj. soldaki
ON THE LEVEL : English Turkish
dürüstçe, mertçe, dobra dobra, samimi olarak
ON THE LINE : English Turkish
hatta, telefonda konuşuyor
ON THE LONG VIEW : English Turkish
adv. uzun vadede, ilerisi düşünüldüğünde
ON THE LOOK-OUT : English Turkish
tetikte, savunmaya hazır, nöbete, hazır durumda, dikkatli ve hazır
ON THE LOOSE : English Turkish
kayıplara karışmış, serbest; dışarda eğlenen
ON THE LURK : English Turkish
pusuda
ON THE MARCH : English Turkish
yürüyüş halinde, yürüyerek ilerlemek, uygun adımlarla yürüyerek ilerlemek
ON THE MARK : English Turkish
adv. isabetli
ON THE MARKET : English Turkish
piyasada, satışta, satın alınabilir
ON THE MEND : English Turkish
iyileşmekte, düzelen
ON THE MORROW : English Turkish
adv. ertesi gün
ON THE MOVE : English Turkish
hareket halinde
ON THE NAIL : English Turkish
adv. peşin para ile
ON THE NEEDLE : English Turkish
adj. esrarkeş
ON THE NEXT DAY : English Turkish
ertesi gün, bir sonraki gün
ON THE NOD : English Turkish
adv. kredi ile, veresiye
ON THE NOSE : English Turkish
tam isabet, kesinlikle, aynen, tam
ON THE OCCASION OF : English Turkish
-vesilesiyle,
in şerefine,
nedeniyle
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani