Multilingual Turkish Dictionary

English

English
ONE HUNDRED PERCENT SURE : English Turkish

yüzde yüz emin olmak, tamamen emin olmak, kuşkusuz olmak

ONE ILL TURN ASKS ANOTHER : English Turkish

işlenen bir suç diğerini getirir, yanlış bir davranış ikinci bir yanlış davranışa neden olur

ONE IN A THOUSAND : English Turkish

inde bir

ONE IN THE EYE : English Turkish

n. kulağına küpe, ders (ibret), ibret

ONE ISRAEL : English Turkish

tek İsrail, liderliğini eski başbakan Ehud Barak'ın yaptığı bir İsrail siyasi partisi (İşçi, Gesher, ve Meimad partilerinin oluşturduğu)

ONE LEGGED : English Turkish

tek taraflı, tek bacaklı

ONE LINE BUSINESS : English Turkish

n. tek yönlü iş, tek bir ürün ticareti

ONE MAN'S MEAT IS ANOTHER MAN'S POISON : English Turkish

irisi için iyi olan bir şey diğeri için iyi değildir

ONE MOMENT : English Turkish

ir an, kısa bir zaman dilimi

ONE MORE : English Turkish

adj. phr

ONE MORE ORDER OF RICE, PLEASE : English Turkish

ir porsiyon pilav daha lütfen

ONE MORE, PLEASE : English Turkish

ir tane daha lütfen

ONE NIGHT : English Turkish

n. tek gecelik, bir gecelik

ONE NIGHT STAND : English Turkish

tek gecelik oyun, bir gecelik macera

ONE NINTH : English Turkish

dokuzda bir, dokuz eşit parçanın bir parçası, 1/9

ONE OF A KIND : English Turkish

eşsiz, onun neslinde tek olan, türünün tek örneği, ona benzeyen başka kimse yok

ONE OF A PAIR : English Turkish

n. eş

ONE OF NUMEROUS : English Turkish

irçok şey arasında bir tane, büyük sayı içinden bir tane

ONE OF THE GUYS : English Turkish

sıradan biri, herkes gibi, bir grubun parçası

ONE OF THE SET : English Turkish

grubun bir parçası, topluluk içinden biri

ONE OF THESE DAYS : English Turkish

günlerden bir gün, o günlerin birinde

ONE OF US : English Turkish

içimizden biri, bizden biri, kabul edilmiş, popüler, ait olan

ONE ON ONE MEETING : English Turkish

iki kişi arasındaki görüşme

ONE OR THE OTHER : English Turkish

adv. öyle ya da böyle, alternatif olarak

ONE OR TWO : English Turkish

ir iki, birkaç