English
PACKMAN : English Turkish
n. seyyar satıcı
PACKSADDLE : English Turkish
n. semer
PACT : English Turkish
n. pakt, anlaşma, sözleşme
PAD : English Turkish
n. yastık (küçük), keçe, ped, altlık, sümen, ıstampa, bloknot, ayak izi (hayvan), rampa, haraç
PAD : English Turkish
v. pamukla doldurmak, keçe ile kaplamak, şişirmek, ped koymak
PAD ALONG : English Turkish
kurt gibi sessizce dolaşmak
PAD OUT : English Turkish
şişirmek, uzatmak
PADDED : English Turkish
adj. pamukla doldurulmuş, keçe ile kaplanmış, ses yalıtımı sağlanmış
PADDING : English Turkish
n. dolgu malzemesi, fodra
PADDLE : English Turkish
n. kısa kürek, bel, pala, tokaç, çark kanadı, kaplumbağa yüzgeci
PADDLE : English Turkish
v. kürek çekmek, kano kullanmak (kısa kürekle), ayaklarını suda oynatmak, badi badi yürümek, kıça şaplak atmak
PADDLE BOAT : English Turkish
yandan çarklı gemi
PADDLE BOX : English Turkish
davlumbaz
PADDLE ONE'S OWN CANOE : English Turkish
kendi işini kendi görmek, başının çaresine bakmak
PADDLE STEAMER : English Turkish
n. çarklı gemi, yandan çarklı gemi
PADDLE WHEEL : English Turkish
gemi çarkı, kanatlı çark
PADDLING : English Turkish
n. ayaklarını suda oynatma
PADDLING POOL : English Turkish
çocuk havuzu, oyun havuzu
PADDOCK : English Turkish
n. padok, etrafı çevrili çayır, otlak, karakurbağası, kurbağa
PADDY : English Turkish
n. öfke, hiddet
PADDY FIELD : English Turkish
çeltik tarlası
PADDY WAGON : English Turkish
n. tutukluların taşındığı polis arabası
PADISHAH : English Turkish
n. padişah
PADLOCK : English Turkish
n. asma kilit
PADLOCK : English Turkish
v. asma kilit takmak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani