Multilingual Turkish Dictionary

English

English
PORTAGE : English Turkish

n. taşıma, nakliyat, taşıma ücreti, navlun, nakliye yolu

PORTAKABIN : English Turkish

n. geçici olarak dershane yada ofis olarak kullanılan mobil bir bina için İngiliz ticari markası

PORTAL : English Turkish

n. kapı, büyük kapı

PORTAL TO PORTAL PAY : English Turkish

n. saat ücreti ile ödeme, işyerinde kalınan süreye göre ödenen para

PORTALEDGE : English Turkish

n. teçhizatla tırmanılan dağ parçası, portable bed which is suspended from a cliff face and forms a cloth platform

PORTCULLIS : English Turkish

n. kale kapısı, demirli kale kapısı

PORTEND : English Turkish

v. delalet etmek, işareti olmak (kötü), kötüye işaret olmak

PORTENT : English Turkish

n. delalet, kötüye işaret, kötülük belirtisi, kehanet

PORTENTOUS : English Turkish

adj. uğursuz, kötü, mucizevi, olağanüstü

PORTER : English Turkish

n. hamal, kapıcı, siyah bira

PORTER HOUSE : English Turkish

n. birahane, et lokantası

PORTER HOUSE STEAK : English Turkish

n. kalın ve yumuşak biftek

PORTERAGE : English Turkish

n. hamallık ücreti, hamaliye

PORTFIRE : English Turkish

n. fünye, fitil, ateşleme düzeni

PORTFOLIO : English Turkish

n. evrak çantası, bakanlık, belgeler, tahviller

PORTHOLE : English Turkish

n. lombar, lomboz, gemi penceresi, buhar deliği, gaz deliği

PORTICO : English Turkish

n. sütunlu giriş, kemeraltı

PORTION : English Turkish

n. porsiyon, pay, hisse, parça, bölüm, kısım, kısmet, miktar, çeyiz, miras hissesi

PORTION : English Turkish

v. bölmek, ayırmak, bölüştürmek, porsiyonlamak, çeyiz vermek, miras bırakmak

PORTION OUT : English Turkish

ölüştürmek, paylaştırmak

PORTLAND : English Turkish

n. ABD'de çeşitli eyaletlerde bazı şehirlerin ismi

PORTLAND CEMENT : English Turkish

kaliteli çimento

PORTLAND STONE : English Turkish

n. malta taşına benzer yapı taşı

PORTLY : English Turkish

adj. iri yarı, yapılı, iri, şişman

PORTMANTEAU : English Turkish

n. iki bölmeli çanta, ceket torbası