Multilingual Turkish Dictionary

English

English
PREPONDERANT : English Turkish

adj. baskın, üstün, ağır basan

PREPONDERATE : English Turkish

v. ağır çekmek, ağır gelmek, ağır basmak, baskın çıkmak, üstün olmak

PREPONDERATE OVER : English Turkish

v. baskın çıkmak, üstün olmak

PREPOSITION : English Turkish

n. edat, ilgeç

PREPOSITIONAL : English Turkish

adj. edatsı, edat niteliğinde

PREPOSSESS : English Turkish

v. etkilemek, aklını çelmek, çekmek, cezbetmek, aklını kurcalamak, kafasına takılmak

PREPOSSESSING : English Turkish

adj. çekici, cazibeli, alımlı

PREPOSSESSION : English Turkish

n. etki altında kalma, taraf tutma, önyargı, aklını kurcalama, kafaya takılma

PREPOSTEROUS : English Turkish

adj. akıl almaz, mantıksız, akılsız

PREPOTENCY : English Turkish

n. güçlülük, baskınlık, genetik özelliklerini dölüne geçirebilme

PREPOTENT : English Turkish

adj. güçlü, etkin, baskın, genetik olarak daha baskın olan

PREPRINT : English Turkish

n. ön baskı, prova baskısı

PREPRINT : English Turkish

v. ön baskı yapmak

PREPUCE : English Turkish

n. sünnet derisi, penis uç derisi

PRERECORDED : English Turkish

adj. önceden kaydedilmiş

PREREQUISITE : English Turkish

adj. önceden gereken, önceden gerekli olan

PREREQUISITE : English Turkish

n. önceden gerekli şey

PREROGATIVE : English Turkish

adj. ayrıcalıklı, imtiyazlı

PREROGATIVE : English Turkish

n. ayrıcalık, imtiyaz, kabiliyet, yetenek

PREROGATIVE RIGHT : English Turkish

ayrıcalıklı hak

PRESAGE : English Turkish

n. kehanet, önsezi, içine doğma, alâmet

PRESAGE : English Turkish

v. önceden görmek, içine doğmak, malum olmak, önceden haber vermek, kehanette bulunmak

PRESBY : English Turkish

pref. yaşlılara ait, ihtiyarlık sonucu

PRESBYOPIA : English Turkish

n. presbiyopi, yaşlanma nedeniyle miyopluk

PRESBYOPIC : English Turkish

adj. presbit, yaşlanmadan dolayı miyoplaşmış