Multilingual Turkish Dictionary English

THIS IS NOT THE WAY : English Turkish

yolu bu değil, bu şekilde değil, bu tarzda değil, bu yolla değil, kimse bunu böyle yapmaz, kimse böyle hareket etmez

THIS IS NOT WHAT I WAS HOPING FOR : English Turkish

ümit ettiğim şey bu değildi, beklediğim şey bu değil, bunun olmasını ummadım

THIS IS NOT YOUR SIZE : English Turkish

u sizin bedeniniz değil

THIS IS PARTIAL : English Turkish

u kısmi, bu sadece bir fraksiyon, bu sadece bir kısım

THIS IS QUITE ANOTHER QUESTION : English Turkish

u tamamen bir başka soru/problem, bu tamamen farklı bir problem; bu tamamen farklı birşey

THIS IS SIMPLY LUDICROUS : English Turkish

u basitçe komik, bu kabaca gülünç, bu komik, bu çılgınca, bu çılgınlık

THIS IS THE END : English Turkish

u son, işte bu, işte son anı bu, hepsi bu

THIS IS THE LIMIT : English Turkish

sınır bu, limit bu, hepsi bu, işte bu, bu yeterli; tepe noktası bu, zirvesi bu

THIS IS TO CERTIFY THAT : English Turkish

tasdik olunur

THIS IS TOO MUCH! : English Turkish

u çok fazla!, bu yeter!, daha fazla gerek yok!

THIS IS YOUR PROBLEM : English Turkish

u senin problemin, bu senin meselen, bu senin işin, ben karışmam, bu senin kendi şahsi meselen

THIS IS YOUR TABLE : English Turkish

İşte masanız

THIS ISN'T IT : English Turkish

u o değil, this mesele bu değil, demek istediği bu değil, anlamı bu değil

THIS KIND OF : English Turkish

adj. böyle

THIS LIFE : English Turkish

u hayat, bu yaşam, bir kimsenin yaşadığı mevcut hayat

THIS MAN IS BOTHERING ME : English Turkish

u adam beni rahatsız ediyor

THIS MONTH : English Turkish

u ay, halihazırda içerisinde olduğumuz ay boyunca

THIS MOVIE IS A FIRST RUN : English Turkish

u filmin ilk gösterimi

THIS MUCH : English Turkish

u kadar çok, bu kadar

THIS ONCE : English Turkish

adv. bu sefer

THIS ONE : English Turkish

pron. bunu

THIS PHOTO CAMERA IS FOR MY PERSONAL USE : English Turkish

u fotoğraf makinesi benim kişisel kullanımım için

THIS ROOM IS TOO SMALL : English Turkish

u oda çok küçük

THIS SIDE OF JORDAN : English Turkish

n. bu dünyada

THIS STAIN CAN'T BE REMOVED : English Turkish

u leke çıkmaz