Multilingual Turkish Dictionary

English

English
THOUSAND AND ONE NIGHTS : English Turkish

"Binbir Gece Masalları" (
16'ncı yüzyıllar arası Arap hikayeleri derlemesi)

THOUSAND ISLAND DRESSING : English Turkish

thousand island sosu

THOUSAND ISLANDS : English Turkish

n. Bin adaları, Ontario Gölü dışında St. Lawrence Nehri'nde Kanada-ABD sınırında 1500'ün üzerinde adadan oluşan grup (Kanada'da Ontario'nun güneydoğusunda ve ABD'de New York eyaletinin kuzeyinde)

THOUSAND ISLANDS DRESSING : English Turkish

n. bin adalar sosu, doğranmış soğan ve turşu karşımının mayonez ve ketçapla süslenmesi ile yapılan salata türü

THOUSANDFOLD : English Turkish

adj. bin kat, bin katı

THOUSANDTH : English Turkish

n. bininci, binde bir

THOUSANDTH : English Turkish

adj. bininci

THRACE : English Turkish

n. trakya

THRACIAN : English Turkish

n. trakyalı

THRACIAN : English Turkish

adj. trakya

THRALDOM : English Turkish

n. kölelik, esaret

THRALL : English Turkish

n. köle, esir, kölelik

THRALLDOM : English Turkish

n. esaret, kölelik

THRASH : English Turkish

v. dövmek, dayak atmak, yenmek, harman dövmek, kıvranmak, denize karşı seyretmek

THRASH ABOUT : English Turkish

kıvranmak, sert ve ani hareket etmek

THRASH OUT : English Turkish

ayrıntılarıyla görüşmek, tartışarak halletmek

THRASHER : English Turkish

n. harman dövücü, harmancı, batöz, sapan balığı

THRASHING : English Turkish

n. dayak, yenilgi

THRASO : English Turkish

n. Terence tarafından yazılan Roma komedisi Eunuchus'da kibirli eski asker

THRASONICAL : English Turkish

adj. övünen, böbürlenen, kendini beğenmiş, gururlu; Roma komedisi Eunuchus'un Thraso'su (Roma komedisi Eunuchus'un kibirli eski askeri) ile alakalı

THRASONICALLY : English Turkish

adv. kibirli bir şekilde, kendini beğenmiş bir şekilde; Roma komedisi Eunuchus'un Thraso'sunun (Roma komedisi Eunuchus'un kibirli eski askeri) karakterini sergileyen bir tarzda

THRAWN : English Turkish

adj. huysuz [İsk.], biçimsiz [İsk.]

THREAD : English Turkish

n. iplik, tel, lif, vida dişi, ince çizgi

THREAD : English Turkish

v. iplik geçirmek (iğneye), ipe dizmek, takmak (film), kaplamak, arasından geçmek, vidaya diş açmak

THREAD A NEEDLE : English Turkish

iğneye iplik geçirmek