Multilingual Turkish Dictionary English

THROTTLE VALVE : English Turkish

kısma supabı

THROTTLED-DOWN : English Turkish

tıkanık, tıkanmış, hava akışının durması ile, bogazı tıkanarak

THROTTLER : English Turkish

n. boğazı sıkan kimse, boğazını sıkarak öldüren kimse

THROUGH : English Turkish

adv. bir uçtan bir uca, baştan sona, sayesinde, tamamen, doğru, doğruca

THROUGH : English Turkish

prep. bir uçtan bir uca, sayesinde, içinden, arasından, baştan başa, yüzünden

THROUGH : English Turkish

adj. direkt, kesintisiz

THROUGH AN OVERSIGHT : English Turkish

adv. dikkatsizlik sonucu, yanlışlıkla

THROUGH AND THROUGH : English Turkish

ütün bütün, su katılmadık, tamamen

THROUGH DIALING : English Turkish

n. otomatik arama, direkt arama

THROUGH FAIR AND FOUL : English Turkish

iyi ve kötü günde

THROUGH FLIGHT : English Turkish

n. aktarmasız uçuş

THROUGH HIM : English Turkish

adv. yardımıyla

THROUGH HIS REPRESENTATIVE : English Turkish

temsilcisi yoluyla, yetkili bir delege vasıtasıyla, bir elçi tarafından

THROUGH OFFICIAL CHANNELS : English Turkish

adv. resmi kanallardan

THROUGH ONE'S INSTRUMENTALITY : English Turkish

adv. vasıtası ile, sayesinde

THROUGH THE AGENCY OF : English Turkish

aracılığı ile, vasıtasıyla, sayesinde

THROUGH THE AUSPICES OF : English Turkish

-'ın himayesiyle,
'ın sporsorluğuyla

THROUGH THE MEDIUM OF : English Turkish

vasıtasıyla

THROUGH THE USUAL CHANNELS : English Turkish

n. alışılagelmiş yollardan

THROUGH THE WINDOW : English Turkish

pencerenin arkasından, pencerenin içinden, pencerenin gerisinden, pencerenin bir tarafından diğer tarafına bakarak

THROUGH THICK AND THIN : English Turkish

iyi ve kötü günde

THROUGH TICKET : English Turkish

ir uçtan bir uca bilet, direk bilet, doğrudan bilet (bir trende, vb.), bir kimsenin varacağı yere yol boyunca bir bilet

THROUGH TRAFFIC : English Turkish

n. kesintisiz trafik

THROUGH TRAIN : English Turkish

ekspres tren, aktarmasız tren

THROUGH WAY : English Turkish

n. durmanın yasak olduğu otoyol