Multilingual Turkish Dictionary

English

English
THROWING STONES : English Turkish

taşlar fırlatma, taşlar atma

THROWING THE DISCUS : English Turkish

disk atma, düz metal disk fırlatma (Sporda
atletizm müsabakaları olaylarından biri)

THROWING THE HAMMER : English Turkish

çekiç atma, mümkün olan en uzağa çekicin fırlatıldığı atletizm müsabakası (Spor)

THROWING UP : English Turkish

n. kusma

THROWN : English Turkish

adj. atılmış, fırlatılmış, bükülmüş (ipek)

THROWN AWAY : English Turkish

çöpe atılmış

THROWN SILK : English Turkish

ibrişim, bükülmüş ipek

THROWOFF : English Turkish

n. başlama

THROWSTER : English Turkish

n. ibrişim büken kimse

THRU : English Turkish

adj. direkt, kesintisiz

THRU : English Turkish

adv. bir uçtan bir uca, baştan sona, tamamen, doğru, doğruca

THRU : English Turkish

prep. bir uçtan bir uca, içinden, arasından, baştan başa, sayesinde, yüzünden

THRU AND THRU : English Turkish

adv. bütün bütün, su katılmadık, tamamen

THRUM : English Turkish

n. saçak, püskül

THRUM : English Turkish

v. acemice çalmak, tıngırdatmak, parmaklarıyla trampet çalmak, saçak yapmak, saçak takmak

THRUPUT : English Turkish

n. üretim, maksimum çıktı

THRUSH : English Turkish

n. ardıçkuşu, pamukçuk, taban iltihabı (at)

THRUST : English Turkish

n. itiş, itme, saplama, süngüleme, baskı, basınç, saldırı, hücum, itme kuvveti

THRUST : English Turkish

v. itmek, dürtmek, sokmak, saplamak, saldırmak, hücum etmek

THRUST ASIDE : English Turkish

kenara itmek

THRUST BEARING : English Turkish

dip yatağı

THRUST CHAMBER : English Turkish

yanma odası, itme veya itici güç odası (roketlerde)

THRUST FORCE : English Turkish

itici güç, iten kuvvet, sürücü güç

THRUST IN : English Turkish

araya sokmak (lâf)

THRUST INTO : English Turkish

hücum etmek, taarruz etmek