Multilingual Turkish Dictionary

English

English
THUNDERY SHOWERS : English Turkish

n. gök gürültülü sağnak yağış

THUNKING : English Turkish

n. bir işletim sisteminde
bit ve
bit açıklama/direktif formatları arasında değişim usulü (Bilgisayar)

THUR : English Turkish

Perşembe, haftanın beşinci günü; bazı ülkelerde haftanın dördüncü günü

THURBER : English Turkish

n. bir soyadı

THURGOOD : English Turkish

n. bir erkek ismi; bir soyadı

THURGOOD MARSHALL : English Turkish

(
1993) ABD'li hukukçu, ilk siyahi ABD Yüksek Mahkemesi Yargıcı

THURIBLE : English Turkish

n. buhurdan

THURIFIER : English Turkish

n. buhurdan taşıyan

THURINGIA : English Turkish

n. Almanya'da tarihi bir bölge

THURMAN : English Turkish

n. bir soyadı; ABD'de çeşitli kasabaların adı

THURS. : English Turkish

n. perşembe

THURSDAY : English Turkish

n. perşembe

THUS : English Turkish

adv. böyle, böylece, bunun için, nitekim, bu nedenle, bu ölçüde

THUS AND THUS : English Turkish

u ve o, falan filan

THUS FAR : English Turkish

uraya kadar, bu dereceye kadar, şimdiye kadar

THUS MUCH : English Turkish

u kadar

THUS SITUATED : English Turkish

u durumda, o durumda

THUSLY : English Turkish

öylece, böyle bir yolla; belli bir dereceye kadar; örneğin, mesela; belirtildiği gibi, belirtilen şekilde

THUTMOSE : English Turkish

n. dört Yeni Krallık firavununun adı; I. Thutmose (MÖ.
1482 arasında hüküm süren), Mısır Kralı; II. Thutmose (MÖ.
1479 arasında hüküm süren), Mısır Kralı; III. Thutmose (MÖ.
1426 arasında hüküm süren), Mısır Kralı; IV. Thutmose (MÖ. 1391'de ölen), Mısır Kralı

THUYA : English Turkish

n. mazı ağacı

THWACK : English Turkish

n. vuruş, darbe, pat küt vurma

THWACK : English Turkish

v. dövmek, pat küt vurmak

THWACKER : English Turkish

n. pat küt vuran kimse, vuran kimse, vuran döven pataklayan kimse, yumruklayan kimse

THWART : English Turkish

n. sandalın oturak tahtası

THWART : English Turkish

v. yaptırmamak, bozmak, engel olmak, önlemek