Multilingual Turkish Dictionary

English

English
TOOK IT LIGHTLY : English Turkish

hafife alan, çok dikkat etmeden birşeyle ilgilenen, hor gören, küçümseyen

TOOK IT LIKE A MAN : English Turkish

onu adam yerine koyan, onunla saygın bir şekilde ilgilenen, erkek gibi hareket eden, ona cesaretle karşılık veren

TOOK IT OUT ON : English Turkish

dışarı vuran, ortaya çıkaran, üzerine çıkaran, üzerine öfkesini vuran, üzerine öfkesini saçan

TOOK IT PERSONALLY : English Turkish

kişisel olarak alan, üzerine alan, duygusal olan, birşeyi kalbine alan

TOOK IT SERIOUSLY : English Turkish

ciddiye alan, bir şeyle ciddi olarak ilgilenen

TOOK IT UPON HIMSELF : English Turkish

üzerine alan, üstlenen, sorumluluğu alan, kendi üzerine alan

TOOK LEAVE OF HIS SENSES : English Turkish

çıldıran, deliren, aklını kaybeden

TOOK LEGAL ACTION AGAINST : English Turkish

- karşı dava açan,
karşı yasal yollara başvuran, mahkemeye veren,
karşı yasal bir iddaada bulunan

TOOK MEASURES : English Turkish

önlemler alan, adımlar atan, tedbirler alan

TOOK NO CHANCES : English Turkish

isk almayan, doğru olanı yapan, kesin/güvenli olanı yapan, risklerden kaçınan

TOOK OFF HIS CLOTHES : English Turkish

elbiselerini çıkaran,
gibi çıplak hale gelen, giysilerini çıkaran

TOOK ON LOAN : English Turkish

kredi alan, borçlanan, geri verme niyetiyle geçici olarak alan

TOOK ON THE RESPONSIBILITY : English Turkish

sorumluluğu alan,
için endişelenen, ciddi şekilde ilgilenen, meselenin kontrolünü alan

TOOK PART IN : English Turkish

içerisinde rol alan, içinde yer alan, katılan, iştirak eden

TOOK PART IN THE CAMPAIGN : English Turkish

kampanyada yer alan, savaşta yer alan, operasyona katılan, operasyonda yer alan

TOOK PART IN THE OPERATION : English Turkish

operasyonda yer alan, kampanyaya katılan, savaşa katılan

TOOK PITY ON HIM : English Turkish

acıyan,
için merhamet hisseden,
için kötü hisseden

TOOK REVENGE : English Turkish

intikam alan, öc alan

TOOK RISKS : English Turkish

iskleri alan, riziko alan, kendini tehlikeye atan

TOOK ROOT : English Turkish

kök salan, kendi başına kuran, yerleşen

TOOK SOME TIME OFF : English Turkish

mola alan

TOOK STEPS : English Turkish

adımlar alan, aktif olan, tehditlerine karşı faaliyete geçen

TOOK THE BREAD OUT OF HIS MOUTH : English Turkish

ekmeği ağzından alan, onu gelir kaynaklarından mahrum bırakan, ücretlerini çalan, işten kovan, pozisyonundan uzaklaştıran, onu görevden uzaklaştıran

TOOK THE BULL BY THE HORNS : English Turkish

oğayı boynuzlarından yakalayan, doğrudan ve süratle durumla ilgilenen

TOOK THE CONSEQUENCES : English Turkish

neticeleri alan, çıktıyı alan, sonuçları kabul eden