Multilingual Turkish Dictionary

English

English
TOUCH ME NOT : English Turkish

kınaçiçeği

TOUCH OF : English Turkish

-ın bir minik parçası,
ın küçük bir miktarı,
ın bir zerresi

TOUCH OF IRONY : English Turkish

ironi dokunurma, bir paradoksun bir miktarı, bir parça alay, bir parça iğneleme

TOUCH OF SALT : English Turkish

tuz zerresi, çok az miktar tuz, çok küçük miktarda tuz

TOUCH OF THE FLU : English Turkish

hafif grip durumu

TOUCH OF THE SUN : English Turkish

güneş çarpması, güneş yanığı

TOUCH OFF : English Turkish

ateşlemek, patlatmak, neden olmak, çıkarmak

TOUCH ON : English Turkish

değinmek

TOUCH ONE ON THE RAW : English Turkish

hassas noktasına dokunmak, duyarlı bir alana dokunmak, savunmasız bir noktaya vurmak

TOUCH ONE'S HAT : English Turkish

şapkasına dokunmak, merhaba demek, selam vermek

TOUCH ONE'S SORE SPOT : English Turkish

ağrıyan yerine dokunmak, yarasına dokunmak, hassas bir alana dokunmak, bir kimsenin ağrı hissetmesine sebep olan bir yere dokunmak

TOUCH PORT : English Turkish

limana dokunmak, limana varmak, limanın rıhtımına varmak

TOUCH SCREEN : English Turkish

dokunmatik ekran, bir ekran üzerindeki dokunulan yeri tanımlamak suretiyle bir veri giriş cihazı olarak kullanılan ekran

TOUCH SMB. ON THE RAW : English Turkish

yarasına parmak basmak, yarasını deşmek, bamteline basmak

TOUCH SYSTEM : English Turkish

n. on parmak daktilo yazma sistemi

TOUCH TELEPHONE : English Turkish

n. tuşlu telefon

TOUCH THE RIGHT CHORD : English Turkish

doğru tele dokunmak, doğru noktaya dokunmak, sadede gelmek, uzun bir hikayeyi kısa kesmek

TOUCH TYPE : English Turkish

n. on parmak daktilo yazma, tuşlara bakmadan yazma

TOUCH TYPING : English Turkish

on parmak daktilo, klavyeye bakmadan yazma

TOUCH TYPIST : English Turkish

n. on parmak daktilo yazan kimse, dokunma sistemi ile klaveden yazı yazan kimse

TOUCH UP : English Turkish

yenilemek, canlandırmak, düzeltme yapmak, rötuş yapmak

TOUCH UP : English Turkish

v. küük düzeltmeler ve değişiklikler yapmak suretiyle görnüşünü düzeltmek/geliştirmek, ayarlamak

TOUCH UPON : English Turkish

değinmek

TOUCH WOOD : English Turkish

tahtaya dokunmak, tahtaya vurmak, şeytan gözüne kurşun, Allah saklasın

TOUCH-AND-GO : English Turkish

dokunup gitmek, deneme, tecrübe, kesin olmayan, belirsiz (durum)