Multilingual Turkish Dictionary

English

English
TRAPLINE : English Turkish

n. tuzaklar serisi; üzerine bir dizi hayvan tuzağının yerleştirildiği yol

TRAPPABLE : English Turkish

adj. tuzağa düşürülebilir, yakalanabilir, ele geçirilebilir

TRAPPER : English Turkish

n. avcı, tuzakçı

TRAPPING : English Turkish

n. eyer örtüsü, bir atın süslü örtüsü; (Spor) oyuncunun topu ayağı ile sürdüğü veya vücudu ile örttüğü oyun kuralı ihlali

TRAPPINGS : English Turkish

n. takı, süslü koşum takımı, ziynet

TRAPPIST : English Turkish

n. Sisteryan mezhebi rahibi

TRAPPISTS MONASTERY : English Turkish

Sisteryan manastırı, Latrun'da (Kudüs'ün dışında) bulunan manastır

TRAPS : English Turkish

n. vurmalı çalgılar, pılı pırtı, eşya

TRAPSE : English Turkish

v. ayağını sürüyerek yürümek, boş boş dolaşmak

TRAPSHOOTING : English Turkish

n. topraktan yapılmış uçan güvercinlere yapılan hedef atışı

TRASH : English Turkish

n. çöp, çerçöp, işe yaramaz şey, beş para etmez adam, saçma, saçmalık [arg.], fasa fiso

TRASH CAN : English Turkish

çöp kovası, çöp kutusu, çöp tenekesi, atık konteynırı

TRASH-STREWN : English Turkish

pis, kirli, çöple kaplı, pislikle kaplanmış

TRASHINESS : English Turkish

n. değersizlik, işe yaramazlık

TRASHING : English Turkish

n. harman

TRASHMAN : English Turkish

n. çöpçü, çöp adam, çöp toplayan adam

TRASHY : English Turkish

adj. değersiz, beş para etmez

TRATTORIA : English Turkish

n. İtalyan tarzında restorant

TRAUMA : English Turkish

n. travma, sarsıntı, şok, yara

TRAUMA CENTER : English Turkish

travma merkezi, ciddi yaralanmaları tedavi etmek için donatılmış özel acil yardım odası

TRAUMA ROOM : English Turkish

travma odası, sarsıntının zararları ile ilgilenmek için kullanılan yer

TRAUMATIC : English Turkish

adj. travmatik, yaraya ait

TRAUMATIC EVENT : English Turkish

travmatik olay, sarsıcı olay, uzun dönemli olumsuz etkileri olan olay

TRAUMATICALLY : English Turkish

adv. travmatik bir şekilde; ağır ruhsal ve duygusal stresle karakterize bir şekilde

TRAUMATISE : English Turkish

v. ağır sert ve kronik ruhsal ve duygusal gerilime sebep olmak; ani ve ağır fiziksel yaralanmaya sebep olmak (ayrıca traumatize)