Multilingual Turkish Dictionary

English

English
TREAD SOFTLY BUT CARRY A BIG STICK : English Turkish

nazikçe ama büyük bir sopa taşıyarak yürümek, sakin ve barış dolu fakat bir tehditkar tavır takınabilme kabiliyetini idame ettirerek ve gerektiğinde güç kullanarak davranmak (eski ABD Başkanı Theodore Roosevelt tarafından uydurulmuş deyim)

TREAD THE BOARDS : English Turkish

sahneye çıkmak, aktör olmak

TREAD UNDER FOOT : English Turkish

n. çiğneme

TREAD WATER : English Turkish

suya basmak, hiçbiryere hareket etmeksizin başını suyun üzerinde tutmak; hareket etmeksizin zar zor güçbela durumu idare etmek

TREADER : English Turkish

n. adım atarak dolaşan kimse, yürüyen kimse

TREADING : English Turkish

n. ayakla basma

TREADING ON A CORN : English Turkish

ekinlere basma, ekinleri ezme, bir zayıf noktaya saldırı, hassas bir noktaya isabet, hassas bir noktaya vurma

TREADLE : English Turkish

n. pedal, ayaklık

TREADLE : English Turkish

v. pedalla çalıştırmak, pedalla çalışmak

TREADMILL : English Turkish

n. ayak değirmeni, tekdüze iş, monoton iş

TREADMILL TEST : English Turkish

n. (Tıp) efor testi, stres testi, hastanın bir yürüyüş bandı üzerinde yürürken nabzının ve solunumunun gözlemlendiği test

TREASON : English Turkish

n. vatan hainliği, hainlik

TREASON FELONY : English Turkish

n. darbe girişimi

TREASONABLE : English Turkish

adj. ihanet niteliğinde (devlete)

TREASONABLY : English Turkish

adv. ihanet niteliğinde olan bir tarzda, sadakatsiz bir tarzda, ihanetle veya inancın bozulması ile alakalı bir tarzda

TREASONOUS : English Turkish

adj. ihanet niteliğinde, sadakatsiz, hain

TREASURABLE : English Turkish

adj. değer verilebilen, değerlendirilebilen

TREASURE : English Turkish

n. hazine, define, servet, değerli insan

TREASURE : English Turkish

v. değer vermek, değerini bilmek, toplamak

TREASURE HOUSE : English Turkish

n. hazine dairesi, hazine, zengin kaynak

TREASURE HUNT : English Turkish

n. hazine avı, oyuncuların çeşitli ipuçlarını kullanarak saklı bir ödülü veya saklanmış bir nesneyi bulmaya çalıştıkları oyun

TREASURE ISLAND : English Turkish

n. hazine adası, Robert Louis Stevenson (19'uncu yüzyıl İskoç yazar) tarafından yazılmış roman; San Fransisko Körfezi'nde (ABD) 1941'den 1997'ye kadar bir donanma üssü olarak kullanılan yapay ada; Florida'da (ABD) bir şehir

TREASURE TROVE : English Turkish

define, zengin kaynak, sahibi bilinmeyen define

TREASURE UP : English Turkish

toplamak, biriktirmek

TREASURER : English Turkish

n. hazinedar, veznedar, mali işler sorumlusu, hazine sorumlusu