Multilingual Turkish Dictionary

English

English
TRICHOMONACIDAL : English Turkish

adj. kamçılı protozoan parazitleri (cinsel hastalıklara yol açan bir parazit) yok eden

TRICHOMONAD : English Turkish

n. cinsel yolla bulaşan trichomoniasis hastalığına sebep olan kamçılı protozoan parazit

TRICHOMONADAL : English Turkish

adj. cinsel yolla bulaşan trichomoniasis hastalığına sebep olan kamçılı protozoan parazit ile alakalı

TRICHOMONAL : English Turkish

adj. kamçılı protozoan parazitin sebep olduğu cinsel yolla bulaşan trichomoniasis hastalığı ile alakalı

TRICHOMONAS : English Turkish

n. cinsel yolla bulaşan trichomoniasis hastalığına sebep olan kamçılı protozoan parazit

TRICHOMONIASIS : English Turkish

n. trichomonad (kamçılı protozoan paraziti) bakterisinin sebep olduğu cinsel yolla bulaşan hastalık (Pataloji)

TRICHORD : English Turkish

n. üç telli

TRICHOSIS : English Turkish

n. her tür saç/kıl hastalığı (Pataloji)

TRICHOTILLOMANIA : English Turkish

n. saçlarını yolmak veya koparmak için duyulan karşı konulamaz arzu; hastanın kendi saçlarını yolduğu nevroz

TRICHOTOMY : English Turkish

n. insanın beden, ruh ve can olarak üçe ayrilmasi; üçe bölünme

TRICHROIC : English Turkish

adj. trichroism (üç farklı yönden bakıldığında üç farklı renk gösteren iki eksenli kristal durumu) doğasına sahip olan, üç renk gösteren (Kristalografi)

TRICHROISM : English Turkish

n. üç farklı yönden bakıldığında üç farklı renk gösteren iki eksenli kristal durumu (Kristalografi)

TRICHROMAT : English Turkish

n. trikromatik (üç rengin kullanımı ile yapılmak zorunda olan) görüşlü insan; üç rengi görebilen insan

TRICHROMATIC : English Turkish

adj. trikromatik, üç rengin kullanımı ile yapılmak zorunda olan

TRICHROMATISM : English Turkish

n. trikromatik (üç rengin kullanımı ile yapılmak zorunda olan) olma özelliği; üç renkli olma özelliği

TRICK : English Turkish

adj. hileli

TRICK : English Turkish

n. aldatmaca, oyun, üçkâğıt, numara, el çabukluğu, üçkâğıtçılık, çalım, dalavere, dümen, hile, muziplik, azizlik, kötü şaka, işin sırrı, kurnazlık, püf noktası, marifet, güzel kadın, oyunda yerde toplanan kâğıtlar, fahişenin müşterisi, dümen nöbeti

TRICK : English Turkish

v. kandırmak, oyun etmek, oyuna getirmek, aldatmak, faka bastırmak

TRICK HIM OUT OF HIS MONEY : English Turkish

onu kandırıp parasını almak, onu aldatmak ve parasını almak

TRICK OF THE IMAGINATION : English Turkish

hayal hilesi, illüzyon, hayalgücü tarafından yaratılan düş

TRICK OUT : English Turkish

süslemek, bezemek

TRICK OUT OF : English Turkish

n. kandırıp almak, tokatlamak

TRICK UP : English Turkish

süslemek, bezemek

TRICK-OR-TREAT : English Turkish

v. (Cadılar Bayramı'nda) kostümler içerisinde kapıdan kapıya giderek şekerleme sormak ve eğer istedikleri ikram verilmezse kötü davranışlar sergileyecekleri tehdidinde bulunmak, "ikrammı, kötü davranış mı" oyununda yer almak

TRICK-OR-TREATER : English Turkish

n. (Cadılar Bayramı'nda) kostümler içerisinde kapıdan kapıya giderek şekerleme soran çocuk