Multilingual Turkish Dictionary

English

English
TRILOBATED : English Turkish

adj. üç lobu/memesi olan

TRILOBED : English Turkish

adj. üç lobu/memesi olan

TRILOBITA : English Turkish

n. düz oval bir vücutla karakterize artropodların nesli tükenmiş sınıfı (Paleozoik Çağ esnasında yaşamış)

TRILOBITE : English Turkish

n. nesli tükenmiş Trilobita grubundan düz oval bir bedene sahip deniz kabuklusu

TRILOCULAR : English Turkish

adj. üç odası olan, üç hücresi olan

TRILOGY : English Turkish

n. üçlü trajedi, üç bölümlü roman

TRIM : English Turkish

n. düzen, durum, süsleme, süs, vitrin düzeni, araba döşemesi, yelkenleri rüzgâra göre ayarlama

TRIM : English Turkish

v. karıştırmak (ateş), düzeltmek, uçlarından almak (saç), budamak, süslemek, azarlamak, yenmek, ayarlamak

TRIM : English Turkish

adj. düzgün, derli toplu, biçimli

TRIM ONE'S SAILS TO EVERY WIND : English Turkish

her ortama uymak, duruma göre davranmak

TRIM WITH LACE : English Turkish

v. şeritle süslemek

TRIM WITH THE TIMES : English Turkish

zamana ayak uydurmak, zamana göre ayarlamak

TRIMARAN : English Turkish

n. trimaran, tekne türü, katamarana benzeyen fakat üç gövdeli

TRIMBLE : English Turkish

n. David Trimble (1944), Kuzey İrlanda lideri, 1998 Nobel Barış Ödülü sahibi; bir soyadı

TRIMESTER : English Turkish

n. üç aylık süre, üç aylık dönem

TRIMETHYLENE : English Turkish

n. trimetilen, cyclopropane, yanıcı hidrokarbon gazı (Kimya)

TRIMLY : English Turkish

adv. tertemiz, muntazam, sıkı ve yoğun bir şekilde, mükemmel bir şekilde

TRIMMED : English Turkish

adj. budanmış, kırpılmış, kesilmiş; süslenmiş, donatılmış

TRIMMED BRANCHES : English Turkish

udanmış dallar, kesilmiş dallar, ağaç budanırken alınan dallar

TRIMMED HIS MOUSTACHE : English Turkish

ıyığını kırpan, bıyığını kesen, dudağının üstündeki yüz kıllarını kesen

TRIMMED-DOWN VERSION : English Turkish

kısaltılmış versiyon, , basım versiyonu

TRIMMER : English Turkish

n. yan kiriş, düzenleyici, süslemeci, zaman adamı, çıkarcı politikacı

TRIMMING : English Turkish

n. düzeltme, düzenleme, süsleme, uçlarından alma (saç), süs, garnitür, aksesuar, dengeleme (gemi yükü), dayak, azar, yenilgi

TRIMMINGS : English Turkish

n. abartı, kırpıntı

TRIMNESS : English Turkish

n. düzgünlük, düzenlilik, şıklık