Multilingual Turkish Dictionary

English

English
TURNIP : English Turkish

n. şalgam, cep saati

TURNKEY : English Turkish

n. zindancı, gardiyan

TURNKEY SYSTEM : English Turkish

sadece düğmeye bas sistemi, bir müşteriye satılam tam donanımlı bilgisayar sistemi (donanım, yazılım, ve ekipman)

TURNOFF : English Turkish

n. ürün

TURNOUT : English Turkish

n. grev, grevci, katılanlar, katılım (sayısı), malzeme, kıyafet, üretim, verim, sapak, dönemeç, yol ayrımı, tâli yol

TURNOVER : English Turkish

n. devirme, devir, devrilme, satış işlemleri, fire, eksilme, devir hızı (para vb.), iş hacmi, meyveli turta

TURNOVER OF CAPITAL : English Turkish

sermayenin devri, zenginlik ve refahın sirkülasyonu

TURNOVER ON CAPITAL : English Turkish

varlıkların nakte dönüştürülmesi ile alakalı

TURNOVER TAX : English Turkish

ir fabrikanın iş devri veya işlem hacmi üzerinden alınan vergi

TURNPIKE : English Turkish

n. paralı yol, paralı geçit, geçiş parası

TURNPIKE ROAD : English Turkish

paralı yol

TURNS RATIO : English Turkish

sarım oranı, sargı sayısı oranı, bir transformatörün ilk bobinindeki sarım sayısının ikinci transformatörün bobinindeki sarım sayısına oranı (Elektrik)

TURNSCREW : English Turkish

n. tornavida

TURNSPIT : English Turkish

n. dönerci, kebapçı

TURNSTILE : English Turkish

n. turnike

TURNTABLE : English Turkish

n. döner tabla

TURNUP : English Turkish

adj. kalkık, katlanmış

TURNUP : English Turkish

n. şans, duble paça

TURNVEREIN : English Turkish

n. jimnastik kulübü, atlet klübü, atletlerin (özellikle jimnastikçilerin) antreman yaptıkları spor salonu

TUROPHILE : English Turkish

n. peynir seven kimse, peynire aşık kimse; peynir ustası

TURPENTINE : English Turkish

n. terebentin, neft yağı

TURPIS CAUSA : English Turkish

yasadışı dürtü, gayrı meşru motive, bir hareketi yapmak için bir sebep olarak izin verilmeyen veya kabul edilmeyen dürtü

TURPITUDE : English Turkish

n. ahlaksızlık, alçaklık

TURPS : English Turkish

n. neft yağı

TURQUOISE : English Turkish

n. turkuaz, turkuvaz, firuze