Multilingual Turkish Dictionary

English

English
TWIST THE FACTS : English Turkish

v. gerçekleri çarpıtmak

TWISTABLE : English Turkish

adj. döndürülebilir, kıvrılabilir, bükülebilir, çevresinde döndürülebilir veya sarmal yapılabilir

TWISTED : English Turkish

adj. bükülmüş, burmalı, eğri büğrü, şaşkın, kıvrık, kıvrımlı, şaşırmış, çarpıtılmış, kargacık burgacık

TWISTED HIM ROUND HIS LITTLE FINGER : English Turkish

onu küçük parmağının çevresinde döndüren, onu serçe parmağında oynatan, onu kontrol eden, ona ne isterse yaptıran

TWISTED HIS NECK : English Turkish

oynunu çeviren, güzel bir kıza bakmak için kafasını hızla döndüren bir kimsenin komik betimlemesi

TWISTED HIS WORDS : English Turkish

sözlerini çarpıtan, sözlerini eğip büken, onun sözlerini yanlış aktaran, yapmadığı yorumları ona dayandıran

TWISTED MIND : English Turkish

çarpıtılmış mantık, bozulmuş mantık hissi

TWISTED THE FACTS : English Turkish

gerçekleri çarpıtan, gerçekleri farklı aktaran, yalan söyleyen, gerçek olmayan şeyleri söyleyen

TWISTED WITH PAIN : English Turkish

adj. acıdan kıvranan

TWISTEDLY : English Turkish

adv. bükülen bir şekilde, dolanan bir şekilde, kıvrılan bir şekilde, eğilip bükülen bir şekilde, düz olmayan bir şekilde

TWISTER : English Turkish

n. hortum, kasırga, hilekâr, yalancı, şaşırtıcı şey, zor soru, yuvarlanan top, iplik bükme makinesi, bükücü

TWISTER : English Turkish

n. kıvıran kimse, kıvrılan kimse, eğilip bükülen kimse, eğilip bükülen, kıvrılan; dolandırıcı, dalavereci, alçak, hain, rezil, puşt; hortum, kasırga, tornado (Gayrı resmi); dönen top (beyzbol, Kriket); şaşırtıcı problem

TWISTING : English Turkish

n. burulma, kıvrılma, döndürme, kıvırma

TWISTING MOMENT : English Turkish

kıvrılma momentumu, kıvrılma hareketi üretme eğilimi

TWISTINGLY : English Turkish

adv. bükülen bir şekilde, dolanan bir şekilde, kıvrılan bir şekilde, eğilip bükülen bir şekilde, düz olmayan bir şekilde

TWISTY : English Turkish

adj. dönen, bükülen, kıvrılan, şaşırtıcı, yalancı, hileli

TWIT : English Turkish

v. azarlamak, kızdırmak, sataşmak, yüzüne vurmak (hata vb.)

TWIT : English Turkish

n. aptal, budala

TWITCH : English Turkish

n. ayrık otu, burunduruk (at), birden çekme, seğirme, tik, koparma

TWITCH : English Turkish

v. birden çekmek, seğirmek, kapmak

TWITCHER : English Turkish

n. aşırı derecede coşkulu kuş gözlemcisi (İngiliz kullanımı)

TWITCHINGLY : English Turkish

adv. kasılan bir şekilde, spazmlarla, sarsıla sarsıla

TWITE : English Turkish

n. küçük Avrupa serçesi (kuş cinsi) türleri; ketenkuşu, küçük Avrupa ispinozu (kuş cinsi) türleri

TWITTER : English Turkish

Twitter Inc., ’in sahibi olduğu ve işlettiği web sitesi; kullanıcılarına, mesajlar ("twitler") gönderme ve okuma olanağı veren bir mikro-blog servisi sağlayan sosyal paylaşım ağı

TWITTER : English Turkish

n. cıvıltı, kıkırdama, heyecan