Multilingual Turkish Dictionary

English

English
UNFORBIDDEN : English Turkish

adj. yasaklanmamış, engellenmemiş, kısıtlanmamış

UNFORBIDDING : English Turkish

adj. etkileyici olmayan, görkemsiz, korkutucu olmayan, tehlikeli olmayan

UNFORCED : English Turkish

adj. zorunlu olmayan, mecburi olmayan, kendiliğinden olmayan

UNFORCED ERROR : English Turkish

aşırı hata, bir sebebe dayanmaksızın yapılan hata (özellikle teniste)

UNFORENSIC : English Turkish

adj. adli olmayan, mahkemeye ait olmayan

UNFORESEEABLE : English Turkish

adj. beklenmeyen, umulmayan

UNFORESEEN : English Turkish

adj. beklenmedik, umulmadık

UNFORESTED : English Turkish

adj. ağaçlandırılmamış, ormanlaştırılmamış

UNFORETOLD : English Turkish

adj. önceden söylenmemiş, önceden haber verilmemiş, önceden öngörülmemiş, önceden tahmin edilmemiş

UNFORGETTABLE : English Turkish

adj. unutulmayan, unutulmaz

UNFORGETTABLE EXPERIENCE : English Turkish

unutulmaz deneyim, daima hatırlanılacak deneyim

UNFORGETTABLY : English Turkish

adv. unutulamaz bir şekilde, unutulmaz bir tarzda

UNFORGIVABLE : English Turkish

adj. affedilmez, bağışlanamaz

UNFORGIVABLY : English Turkish

adv. bağışlanamaz bir şekilde, affedilmez bir şekilde

UNFORGIVEN : English Turkish

n. Affedilmeyen, Clint Eastwood tarafından yönetilen 1992 yılında çekilen film (başroller Clint Eastwood, Morgan Freeman ve Gene Hackman)

UNFORGIVEN : English Turkish

adj. affedilmeyen, affedilmemiş

UNFORGIVING : English Turkish

adj. affetmez, bağışlamaz

UNFORGOTTEN : English Turkish

adj. unutulmayan, unutulmamış

UNFORMATTED : English Turkish

adj. (Bilgisayar) format atılmamış, veri paterni organizasyonu uygulanmamış (bellek disklerinde)

UNFORMED : English Turkish

adj. şekilsiz, biçimsiz, şekillenmemiş

UNFORMULATED : English Turkish

adj. formüle edilemeiş, formülleştirilmemiş

UNFORSAKEN : English Turkish

adj. terkedilmemiş, bırakılmamış, vazgeçilmemiş

UNFORTIFIED : English Turkish

adj. takviye edilmemiş, kuvvetlendirilmemiş

UNFORTUNATE : English Turkish

n. şanssız kimse

UNFORTUNATE : English Turkish

adj. şanssız, mutsuz, tâlihsiz, bahtsız, başarısız, aksi