Multilingual Turkish Dictionary

English

English
VACUITY : English Turkish

n. boşluk, dalgınlık, boş boş bakış, anlamsızlık, saçmalık

VACUOLATE : English Turkish

adj. boşluk, delik, kovuk, içi boş; boşluklar içeren, çukurlar içeren

VACUOLATED : English Turkish

adj. boşluklu, delikli, çukurlu; küçük boşluklar içeren, küçük çukurlar içeren

VACUOLATION : English Turkish

n. küçük boşluklar oluşumu, küçük çukurlar oluşması; küçük boşluklu olma durumu, küçük çukurlu olma durumu

VACUOLE : English Turkish

n. vakuol, koful, bir hücrenin sitoplazmasında akışkanla dolu olan boşluk; doku boşluğu, dokularda bulunan boşluk

VACUOUS : English Turkish

adj. ifadesiz, dalgın, boş, anlamsız, amaçsız

VACUOUSLY : English Turkish

adv. boş bir şekilde; anlamsızca, manasız bir şekilde; memnuniyetsizce, doyumsuzca; işsiz bir şekilde, bir şey yapmadan

VACUOUSNESS : English Turkish

n. memnuniyetsizlik, doyumsuzluk, boşluk; anlamsızlık, manasızlık; bir şey yapmama, çalışmama, uğraşmama

VACUUM : English Turkish

adj. vakumlu

VACUUM : English Turkish

n. vakum, emme, boşluk

VACUUM : English Turkish

v. elektrik süpürgesi ile temizlemek

VACUUM BOTTLE : English Turkish

termos

VACUUM BRAKE : English Turkish

vakum freni

VACUUM CAN : English Turkish

n. vakumlu konserve

VACUUM CLEANER : English Turkish

elektrik süpürgesi

VACUUM DRIER : English Turkish

n. vakumlu kurutucu

VACUUM FLASK : English Turkish

termos

VACUUM GAGE : English Turkish

n. vakum monometresi

VACUUM GAUGE : English Turkish

vakum monometresi

VACUUM PACKED : English Turkish

vakumlu, vakumlanmış

VACUUM PUMP : English Turkish

vakum pompası, hava vakum pompası, havayı çekerek boşaltma sağlamak için kullanılan alet

VACUUM TIN : English Turkish

n. vakumlu konserve

VACUUM TUBE : English Turkish

vakum tüpü, elektron tüpü, elektron ışınlarını yayan katot (eksi uç) ışın tüpü

VADE MECUM : English Turkish

kitapçık, rehber kitap, her zaman taşınan faydalı şey

VADUZ : English Turkish

n. Vaduz, Lihteştayn'ın başkenti