Multilingual Turkish Dictionary

English

English
VARIABLE RATE MORTGAGE : English Turkish

değişken faizli mortgage, sabitlenmemiş faiz oranlı mortgage, sabit olmayan faiz oranlı mortgage, değişen faiz oranlı mortgage, belirlenmiş mortgage dilimi için sabitlenmemiş faiz oranı, kredinin zaman dilimi için sabitlenmemiş faizli mortgage

VARIABLE RATES SHARES : English Turkish

değişken hisse oranları, piyasa değiştikçe değişen fiyatları değişen hisse senetleri grubu

VARIABLE RESISTOR : English Turkish

değişken rezistör, değişken direnç, ayarlı direnç, elektrik rezistansı ayarlanabilir aygıt

VARIABLE SPEED : English Turkish

adj. değişken hızlı

VARIABLE WIND : English Turkish

değişken rüzgâr, yoğunluğu değişen rüzgâr

VARIABLENESS : English Turkish

n. değişkenlik, farklılaşma, değişken olma durumu, değişebilme durumu

VARIABLY : English Turkish

adv. değişkence, değişken bir şekilde

VARIAN : English Turkish

n. bir erkek ismi; tıbbi malzemeler ve yarı iletkenler üzerinde çalışan büyük şirket

VARIAN FRY : English Turkish

(
1967) II. Dünya Savaşı esnasında Fransa'da sıkışıp kalan Yahudileri ABD'ye kaçıran Amerikalı, insanları Nazi zulmünden kurtaran Amerikan Kurtarma Komitesi'nin kurucusu

VARIANCE : English Turkish

n. ayrılı, değişiklik, varyans

VARIANCE ANALYSIS : English Turkish

varyans analizi, varyans çözümlemesi, sapma analizi, dağılım analizi veya deney sonuçlarının rastlantısal hatası

VARIANT : English Turkish

adj. değişik, farklı, değişken

VARIANT : English Turkish

n. varyant, başka biçim

VARIATE : English Turkish

n. değişken, farklılaşan (İstatistik)

VARIATION : English Turkish

n. varyasyon, çeşitleme, çeşitlilik, değişim, fark, değişme derecesi, manyetik sapma

VARIATIONAL : English Turkish

adj. varyasyonel, değişken, değişimsel; değişen, farklılaşan, değişebilir, değiştirilebilir; değiştirilmiş bir versiyonda olma

VARIATIVE : English Turkish

adj. değişen, farklılaşan

VARICELLA : English Turkish

n. suçiçeği

VARICELLIFORM : English Turkish

adj. suçiçeğine benzeyen, suçiçeği gibi olan

VARICOCELE : English Turkish

n. varikosel, damarın testis torbasına yakın büyümesi, damarın testis torbasına yakın toplanması (Tıp)

VARICOLORED : English Turkish

adj. rengârenk, renk renk

VARICOLOURED : English Turkish

adj. rengârenk, renk renk

VARICOSE : English Turkish

adj. varisli

VARICOSE BANDAGE : English Turkish

n. varis çorabı

VARICOSE VEIN : English Turkish

n. varis, varisli damar