Multilingual Turkish Dictionary

English

English
VOIR : English Turkish

n. (Fransızca) görmek, bakmak

VOIR DIRE : English Turkish

(Fransızca) şahitlik yemini; ifade vermek için uygun olup olmadığının saptanması için yasal bir şahide uygulanan ön inceleme

VOIVODE : English Turkish

n. voyvoda, (Eski Kullanım) Slav ülkelerinde askerî komutan; bir Slav ülkesinin valisi veya kaymakamı (özellikle Polonya, Moldova, Transilvanya & Eflak'ta)

VOL AU VENT : English Turkish

talaş böreği

VOL. : English Turkish

n. "volcano (volkan)", lav kusan dağ, lav püskürten dağ

VOL. : English Turkish

n. "volume (cilt)", bir serinin (kitap, müzik kaydı vs) parçası

VOLANT : English Turkish

adj. uçan, uçabilen, çevik

VOLAPUK : English Turkish

n. yardımcı bir uluslararası dil olarak kullanılmaya yönelik İngilizce ve Latin dilleri(Almanca, Fransızca, Latince) kökenli yapay dil

VOLAPÜK : English Turkish

n. Volapuk, yardımcı bir uluslararası dil olarak kullanılmaya yönelik İngilizce ve Latin dilleri(Almanca, Fransızca, Latince) kökenli yapay dil

VOLATILE : English Turkish

adj. uçucu, buharlaşan, geçici, gelgeç, havai, dönek

VOLATILE AREA : English Turkish

değişken alan, uçucu alan, aynı durumda kalması muhtemel olmayan alan

VOLATILE ISSUE : English Turkish

değişken mesele, patlaması muhtemel problem, kolayca değişebilen sorun

VOLATILE OIL : English Turkish

uçucu yağ, değişken yağ, değişmesi muhtemel yağ

VOLATILE SUBSTANCE : English Turkish

değişken madde, uçucu madde, çabucak uçan madde

VOLATILISATION : English Turkish

n. (Britanya İngilizcesi) uçuculaştırma, değişkenleştirme, uçucu hale getirme (volatilization olarak da yazılır)

VOLATILISE : English Turkish

v. (Britanya İngilizcesi) uçuculaştırmak, buharlaştırmak; buharlaşmak; uçucu hale getirmek, değişken hale getirmek (volatilize olarak da yazılır)

VOLATILITY : English Turkish

n. uçuculuk, buharlaşırlık, havailik, gelgeçlik, döneklik

VOLATILIZABLE : English Turkish

adj. buharlaştırılabilir, buharlaşabilir, uçuculaştırılabilir, uçuculaşabilir

VOLATILIZATION : English Turkish

n. uçma, buharlaşma

VOLATILIZE : English Turkish

v. buharlaştırmak, buharlaşmak, gaz haline gelmek

VOLCANIC : English Turkish

n. volkanik, 1852 yılında Smith & Wesson Firması tarafından üretilen levyeli mekanizmalı arka arkaya ateş edebilen tabanca

VOLCANIC : English Turkish

adj. volkanik, yanardağ gibi, hiddetli, taşkın

VOLCANIC ACTION : English Turkish

volkanik faaliyet, volkanik hareketlilik, volkanın gürlemesi ve patlaması; volkanik faaliyete benzeye, volkanik aktivite gibi olan

VOLCANICALLY : English Turkish

adv. volkanik bir şekilde; patlayarak, patlayan bir şekilde

VOLCANISM : English Turkish

n. volkanizm, volkanizma, volkanik olaylar süreci, volkanik faaliyet süreci