Multilingual Turkish Dictionary

English

English
WHOLEHEARTEDLY : English Turkish

adv. kendini adamış bir şekilde; arzulu bir şekilde, coşkulu bir şekilde; içten bir şekilde, samimice, candan bir şekilde, kalpten bir şekilde

WHOLEHEARTEDNESS : English Turkish

n. kendini adama; arzululuk, coşkulu olma durumu; içtenlik, samimiyet, candanlık, kalpten olma durumu

WHOLEHOGGER : English Turkish

n. işi sonuna kadar götüren kimse, sağlamcı

WHOLEMEAL : English Turkish

n. kepekli buğday unu, kepek

WHOLEMEAL : English Turkish

adj. kepekli undan yapılmış, kepekli

WHOLENESS : English Turkish

n. tamlık, bütünlük, sağlamlık

WHOLESALE : English Turkish

n. toptan satış

WHOLESALE : English Turkish

adj. toptan, toptan satılan

WHOLESALE : English Turkish

adv. toptan, toptan olarak, büyük çapta, geniş çapta

WHOLESALE BANKING : English Turkish

toptancı bankacılık, toptancı bankacılığı, büyü ölçekte bankacılık, büyük ölçekte banka işlemleri

WHOLESALE MARKET : English Turkish

n. toptancı pazar, toptancı piyasası, malların toptan fiyatına satıldığı piyasa

WHOLESALE PRICE : English Turkish

toptancı fiyatı, malların indirimli bir şekilde satıldığı fiyat

WHOLESALE PRICES : English Turkish

toptancı fiyatları, malların büyük miktarda diğer işyerlerine satıldığı görece indirimli fiyat

WHOLESALER : English Turkish

n. toptancı

WHOLESOME : English Turkish

adj. sağlıklı, sağlığa yararlı, yararlı

WHOLESOME FOOD : English Turkish

sağlıklı gıda, sıhhatli besin, sağlıklı yiyecek ve içecek

WHOLESOMELY : English Turkish

adv. sağlıklı bir şekilde, sıhhatli bir şekilde; üretken bir şekilde, verimlice, faydalı bir şekilde

WHOLESOMENESS : English Turkish

n. sağlıklılık, sağlıklı olma durumu, sıhhatlilik, sıhhatli olma durumu (gıdada)

WHOLEWHEAT : English Turkish

adj. kepekli undan yapılmış, kepekli

WHOLEWHEAT BREAD : English Turkish

tam buğday ekmeği

WHOLLY : English Turkish

adv. tamamen, bütün bütün, büsbütün, hep, tümden

WHOM : English Turkish

pron. kimi, kime, ki onu

WHOM IT MAY CONCERN : English Turkish

ilgili kişiye, ilgili makama, ilgili tarafa, ilgiliye

WHOM SHOULD I ASK : English Turkish

kime sorabilirim

WHOM SHOULD I INFORM : English Turkish

kimi bilgilendirmeliyim