Multilingual Turkish Dictionary

English

English
WORK ON : English Turkish

etkilemek, etki etmek

WORK ONE'S WAY ALONG : English Turkish

yolunu hazırlamak, geleceğe hazırlanmak, gidişatı ayarlamak

WORK ONE'S WAY THROUGH COLLEGE : English Turkish

hem okuyup hem çalışmak

WORK ONE'S WAY UP : English Turkish

v. yükselmek, terfi etmek

WORK ONESELF UP : English Turkish

v. heyecanlanmak

WORK ONESELF UP INTO A RAGE : English Turkish

v. öfkelenmek

WORK OPPORTUNITIES : English Turkish

iş fırsatları, çalışma fırsatları, iş bulma fırsatları

WORK OUT : English Turkish

çözmek (problem), çalışma yapmak, istenilen sonucu vermek, çözmek, halletmek, ayrıntılarıyla hazırlamak, hesaplamak, tüketmek, çalışarak ödemek, sonuçlanmak, egzersiz yapmak, idman yapmak, geçirmek (vakit), keşfetmek, anlamak, çıkarmak, çıkmak, çözülmek

WORK OUT A PLAN : English Turkish

plan yapmak, faaliyet programı oluşturmak

WORK OUT AT : English Turkish

v. eşit olmak, tutmak, denk gelmek

WORK OVER : English Turkish

değişiklik yapmak, bir daha yapmak, üstünden geçmek, hırpalamak, pataklamak

WORK OVERTIME : English Turkish

fazla mesai yapmak

WORK PERMIT : English Turkish

çalışma izni

WORK PROGRESS ADMINISTRATION : English Turkish

iş geliştirme idaresi, WPA, Büyük Buhran esnasında yaygın işsizliği azaltmak ve iş sahaları yaratmak için kurulmuş ABD devlet kurumu (ABD Tarihi)

WORK PROJECTS ADMINISTRATION : English Turkish

çalışma projesi yönetimi, iş projesi idaresi, proje yöneticisi, projeleri kontrol eden grup, WPA

WORK ROSTER : English Turkish

iş çizelgesi, çalışma organizasyonu, insanların bir işe dağıtımı, rol dağıtımı, görev dağıtımı

WORK ROUND TO : English Turkish

v. dönüp dolaşıp aynı konuya getirmek (söz), yavaş yavaş yaklaşmak, yavaş yavaş gelmek

WORK SHARING : English Turkish

n. işbölümü

WORK SHEET : English Turkish

karalama kâğıdı, çalışma kâğıdı, müsvedde, mizan, hesap özeti

WORK SIMPLIFICATION : English Turkish

iş basitleştirme, bir görevi daha basit hale getirme

WORK SPEED : English Turkish

çalışma hızı, iş sürati, bir kimsenin çalışma hızı, iş kapasitesi, belli bir zaman dilinimde üretilen nicelik

WORK STATION : English Turkish

iş istasyonu, çalışma istasyonu, bağımsız bilgisayar sistemi (genelde güçlü hesaplama becerileri ve grafik kabiliyetleri)

WORK STUDY : English Turkish

iş incelemesi, çalışma kontrolü, etkili bir çalışma sistemi planlamak amacıyla yapılan çalışma yöntemleri kontrolü ve çıktı analizi

WORK TABLE : English Turkish

n. çalışma masası, üzerinde iş yapmak için kullanılan masa

WORK TECHNIQUE : English Turkish

çalışma tekniği, çalışma yöntemi, faaliyet gösterme metodu