Multilingual Turkish Dictionary

English

English
WRAP SOMEONE AROUND ONE'S LITTLE FINGER : English Turkish

irini serçe parmağında oynatmak, birini parmağında oynatmak, birini isteklerine boyun eğer hale getirmek, birini taleplerine ve emirlerine bağlı duruma getirmek

WRAP THEM SEPARATELY, PLEASE : English Turkish

ayrı paketleyin lütfen

WRAP UP : English Turkish

v. kavgayı kesmek, sarmak (paket), sarmak, sarıp sarmalamak, sıkıca sarmak, ambalajlamak, paketlemek, özetlemek, sona erdirmek, son vermek, kesmek, sıkı giyinmek

WRAP UP : English Turkish

n. özet, bir raporun son özeti; haber özetleri

WRAP UP : English Turkish

v. bitirmek, sonuca ulaştırmak, sona erdirmek, son ayrıntılarla ilgilenmek, "tie up loose ends (son rötuşları yapmak)"; özetlemek; sarmak, sarmalamak, paketlemek, ambalajlamak; emilmiş, soğurulmuş

WRAP UP : English Turkish

v. sarmalanmak, sarıp sarmalanmak, ısınmak için sıcak giyecekler giymek; üzerini kapatmak, üzerini örtmek

WRAP UP A DEAL : English Turkish

anlaşma sağlama, ticari bir işi kapatma, ticari bir işi karar bağlama

WRAP UP A MERGER : English Turkish

şirket birleşimi anlaşması imzalamak

WRAP UP A PARCEL : English Turkish

ir paketi kaplamak, paketlemek, paket yapmak

WRAP-AROUND : English Turkish

adj. saran, kaplayan, vücudu sarmalayan (örneğin etek), uçtan uca uzayarak sarmalayan

WRAPAROUND : English Turkish

n. önü açık giysi

WRAPAROUND : English Turkish

adj. saran, kaplayan, kuşatan

WRAPAROUND SKIRT : English Turkish

n. saran etek, sarmalayan etek, sarmalayarak vücuda yapışan etek

WRAPAROUND WINDSCREEN : English Turkish

n. panaromik ön cam [brit.]

WRAPAROUND WINDSHIELD : English Turkish

n. panaromik ön cam

WRAPPED : English Turkish

adj. bürünmüş, dalmış, kendini kaptırmış, örtülü

WRAPPED AROUND SOMEONE'S LITTLE FINGER : English Turkish

adj. birini serçe parmağında oynatmak, birini parmağında oynatmak, birini isteklerine boyun eğer hale getirmek, birini taleplerine ve emirlerine bağlı duruma getirmek

WRAPPED IN SHROUDS : English Turkish

kefene sarılmış, kefene sarılı; cansız ceset, cansız beden

WRAPPED IN YIELD : English Turkish

ir yatırım maliyetine dâhil olan kâr oranı

WRAPPED UP : English Turkish

ürünmüş, sarınmış, sarılmış, örtünmüş

WRAPPED UP IN : English Turkish

-de yer aldı, içinde bulundu, müdahil oldu;
le bir oldu, ile içli dışlı oldu,
e bulaştı (örneğin; "Since the birth, Tom and Linda are totally wrapped up in their new baby girl {Doğumdan bu yana Tom ve Linda tamamen yeni bebekleriyle içli dışlı oldular}")

WRAPPED UP IN HIS SORROW : English Turkish

üzüntüsüne sarılmış, hüznüne sarınmış, kederiyle bir olmuş, aşırı hüzünlü

WRAPPED YARN : English Turkish

n. sarmalanmış iplik, başka bir iplikle sarılarak tek lif haline getirilmiş sarmal lif, başka bir iplikle bükülerek tek lif haline getirilmiş sarmal lif

WRAPPED-IN INTEREST : English Turkish

ir varlığın fiyatına dâhil olan faiz oranı

WRAPPER : English Turkish

n. saran kimse, paket kâğıdı, kaplık, kitap kabı, örtü, şal, atkı, eşarp, sabahlık, puronun dış yaprağı