Multilingual Turkish Dictionary

English

English
YOUNGLING : English Turkish

n. genç, genç kimse; genç hayvan; genç bitki; acemi, yeni üye, tecrübesiz, tecrübesi olmayan kimse

YOUNGSTER : English Turkish

n. çocuk, yavru, delikanlı

YOUNGSTOWN : English Turkish

n. Ohio'da (ABD) bir şehir

YOUR : English Turkish

pron. senin, sizin

YOUR BAGGAGE CLAIM TAG, PLEASE : English Turkish

agaj kartınız lütfen

YOUR CUSTOMS DECLARATION, PLEASE : English Turkish

gümrük deklarasyonunuz lütfen

YOUR EXCELLENCY : English Turkish

ekselansları

YOUR FLY IS UNDONE : English Turkish

pantolonunun fermuarı açık kalmış

YOUR GRACE : English Turkish

ir asilzadeye veya yüksek rütbeli bir insana hitap ederken kullanılan başlık (dük, düşes veya başpiskopos gibi)

YOUR HIGHNESS : English Turkish

ekselânsları

YOUR HONOR : English Turkish

sayın başkan, sayın yargıç

YOUR HUMBLE SERVANT : English Turkish

hürmetkâr kulunuz, bendeniz, sadık çalışanınız, sadık hizmetkârınız

YOUR ID PLEASE : English Turkish

kimliğiniz lütfen

YOUR INSURANCE DOESN'T COVER SUCH A TREATMENT : English Turkish

sigortanız bu tür bir tedaviyi karşılamıyor

YOUR LADYSHIP : English Turkish

hanımefendileri

YOUR LETTER OF THE : English Turkish

tarihli mektubun, tarihli mektubunuz, tarihinde gönderdiğiniz mektup

YOUR LORDSHIP : English Turkish

lord hazretleri

YOUR LOVING FRIEND : English Turkish

seni seven arkadaşın, sevgilerle, şefkatle (kişisel bir mektubun kapanışında kullanılır)

YOUR MAJESTY : English Turkish

majesteleri

YOUR NEW HAIRCUT IS GREAT : English Turkish

yeni saç kesiminiz çok güzel

YOUR NIBS : English Turkish

interj. kulunuz

YOUR OBEDIENT SERVANT : English Turkish

sadık kulunuz

YOUR PASSPORT PLEASE : English Turkish

pasaportunuz lütfen

YOUR ROOM NUMBER IS : English Turkish

oda numaranız

YOUR SERENITY : English Turkish

zatıâliniz