English
ZARF : English Turkish
n. bira veya sıcak kahve bardağını koymak için kullanılan süslemeli bardak şeklinde metal altlık
ZARYA : English Turkish
n. uluslararası uzay gemisinin ilk modeli (Rus uzay ajansı tarafından inşa edilen ve Kasım 1998'de başarılı şekilde fırlatılan)
ZARZUELA : English Turkish
n. iğneleyici komedi unsurları içeren İspanyol tarzı opera
ZATAR : English Turkish
n. yabani keklik otu ve kızartılmış susam çekirdekleri karışımı baharat (Ortadoğu'da çok popülerdir)
ZATETIC : English Turkish
adj. ölçüp biçen, düşünüp tartan, sorgulayan, soruşturan
ZATOPEK : English Turkish
n. bir soyadı; Emil Zatopek (
2000), Çek atletizmci ve uzun mesafeli koşularda dört Olimpiyat madalyası sahibi
ZAYDE : English Turkish
n. (Yiddiş) büyükbaba, dede
ZAZA PEOPLE : English Turkish
n. Zaza halkı, doğu Anadolu'da yaşayan küçük etnik insan grubu (Türkiye)
ZAZAISH : English Turkish
n. Zazaca, Zazaki, doğu Anadolu'da Zaza halkı tarafından konuşulan dil (Türkiye)
ZAZAKI : English Turkish
n. Zazaca, Zazaca, doğu Anadolu'da Zaza halkı tarafından konuşulan dil (Türkiye)
ZAÏRE : English Turkish
n. Zaire, Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nin eski adı (1971'den 1997'ye kadar); Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nin başlıca para birimi
ZAÏREAN : English Turkish
n. Zaireli yada Zaire'de yaşayan kimse (Afrika'da ismini Kongo Halk Cumhuriyeti olarak değiştiren eski ülke)
ZAÏREAN : English Turkish
adj. Zaire'ye (Afrika'da ismini Kongo Halk Cumhuriyeti olarak değiştiren eski ülke) veya onun kültürüne veya onun halkına ait
ZDNET : English Turkish
İnternet'te faaliyet gösteren en büyük bilgi ağlarından biri
ZE DONK : English Turkish
n. erkek zebra ve dişi eşekten dünyaya gelen melez yavru
ZEAL : English Turkish
n. gayret, heves, istek, azim
ZEALAND : English Turkish
n. Danimarka'nın başlıca adası (üzerinde Kopenhag'ın kurulu olduğu); Yeni Zellanda ülkesinin isminin bir bölümü
ZEALANDER : English Turkish
n. Zealandli yada orada ikamet eden kimse
ZEALOT : English Turkish
n. bağnaz kimse, fanatik, mutaassıp
ZEALOTRY : English Turkish
n. bağnazlık, tutuculuk
ZEALOUS : English Turkish
adj. gayretli, hevesli, azimli, ateşli, heyecanlı, bağnaz
ZEALOUSLY : English Turkish
adv. gayretlice, gayretli bir şekilde, isteklice, istekle, arzulayarak, heyecanla, heveslice
ZEALOUSNESS : English Turkish
n. gayretlilik, gayretli olma durumu, isteklilik, arzulu olma durumu, heveslilik
ZEATIN : English Turkish
n. zeatin, bitki hormonu
ZEBEC : English Turkish
n. üç direkli küçük Akdeniz yelkenlisi
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani