English
English
A GLIB TONGUE : English Turkish
n. güzel konuşma, konuşma yeteneği, hitabet sanatı
A GLIMMER OF HOPE : English Turkish
n. umut ışığı
A GOING PLANT : English Turkish
aşarılı fabrika
A GOOD BEARER : English Turkish
n. meyve veren ağaç, bol meyve veren ağaç
A GOOD DEAL : English Turkish
iyi iş, hatırı sayılır miktarda, büyük miktarda
A GOOD DEAL OF : English Turkish
adj. epey
A GOOD DISTANCE OFF : English Turkish
epey uzakta, oldukça uzak
A GOOD FEW : English Turkish
adj. birçok
A GOOD JOB : English Turkish
n. iyi iş, iyi yapılmış iş/görev
A GOOD LAY : English Turkish
n. yatakta iyi kimse
A GOOD MANY : English Turkish
adv. birçok, hayli, oldukça
A GOOD MILKER : English Turkish
n. bol süt veren inek
A GOOD MIXER : English Turkish
n. sosyal kimse, sokulgan kimse
A GOOD NAME IS BETTER THAN GOOD OIL : English Turkish
iyi bir isim iyi bir yağdan daha iyidir, (iç güzellik dış güzellikten önemlidir) iyi ahlak ve güzel davranışlar harici süslerden daha fazla onur ve şeref kazandırır
A GOOD SCOUT : English Turkish
n. yardımsever kimse
A GOOD TRENCHERMAN : English Turkish
n. çok iştahlı kimse
A GOOD TURN : English Turkish
n. iyi davranış
A GREAT DEAL : English Turkish
ir hayli, oldukça çok
A GREAT DEAL OF : English Turkish
adv. epey
A GREAT MANY : English Turkish
adj. epey
A GREAT NUMBER OF : English Turkish
ir sürü
A GREAT OCCASION : English Turkish
n. büyük fırsat, büyük şans
A GREAT SLEEPER : English Turkish
n. uykucu
A GREEN SALAD WITH FRENCH DRESSING : English Turkish
fransız soslu yeşil salata
A HANDFUL : English Turkish
n. tutam
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani