Multilingual Turkish Dictionary

English

English
AFTERS : English Turkish

n. tatlı, yemek sonrası yenilen şey

AFTERSENSATION : English Turkish

n. ardışık görüntü, artakalan görsel imaj, ardıl görüntü, asıl görüntü kaybolduktan sonra geriye kalan imaj

AFTERSHAVE : English Turkish

n. after shave, tıraş kremi

AFTERSHAVE LOTION : English Turkish

n. tıraş kremi, after shave

AFTERSHOCK : English Turkish

n. artçı deprem, artçı sarsıntı, daha büyük depremden sonra gelen küçük deprem

AFTERSOUND : English Turkish

n. ses sonrası, uyarıcının kesilmesinden sonra işitsel uyarıcının sübjektif devamlılığı

AFTERTASTE : English Turkish

n. ağızda kalan tat

AFTERTAX : English Turkish

adj. vergi sonrası, ödeme yaptıktan sonra kalan her ne ile veya onunla ilgili olan

AFTERTHOUGHT : English Turkish

n. sonradan akla gelen düşünce

AFTERTOUCH : English Turkish

n. dokunma sonrası, stimulusun durdurulmasından sonra dokunma hissinin sonuna kadar devam etmesi (Tıp); orgun vuruştan sonra bir tuşu bastırarak efekt üretebilme yeteneği (Müzik)

AFTERTREATMENT : English Turkish

n. son işlem, renk sabitliğini yükseltmek için boyandıktan hemen sonra kumaşa uygulanana kimyasal işlem; (Tıp) tamamlayıcı tedavi, hastalık veya yaralanmadan sonra yapılan tedavi, rehabilitasyon

AFTERWARD : English Turkish

adv. sonra, sonradan, daha sonra

AFTERWARDS : English Turkish

adv. sonra, ondan sonra, sonradan, daha sonra

AFTERWORD : English Turkish

n. sonsöz, epilog, kitap veya belge sonundaki yorum, son açıklama

AFTERWORLD : English Turkish

n. öbür dünya, ölümden sonraki dünya, ahret, cennet

AFTERYEARS : English Turkish

n. sonraki yıllar, sonraki dönem

AFTOSA : English Turkish

n. aftosa, ayak ve ağız hastalığı

AFULA : English Turkish

n. kuzey İsrail’de bir şehir

AFULLA : English Turkish

n. İsrail’de bir şehir

AFUNCTIONAL : English Turkish

adj. kullanışsız, geçerli olmayan, işlevi olmayan, çalışmayan

AG : English Turkish

"attorney general (adalet bakanı)"; bir devletin hukuk alanında en yetkili görevlisi ve hukuk departmanının başı; başsavcı; ABD’de Adalet Bakanı

AG : English Turkish

"adjutant general (ikinci komutan)"; bir ordunun idari işler amiri, merkez dairesi başkanı

AG : English Turkish

n. "argentum (argentum)"; gümüş, beyaz parlak renkli değerli metal

AG : English Turkish

pref. ag,
e doğru, ekstra

AGA : English Turkish

n. demirden bir ısıtma ve yemek pişirme fırını markası (Britanya); önemli bir memur ya da askerî komutana verilen İslamî unvan; Türk önde geleni